Yöneticilik ve Koçluk – Neden Bir Koça İhtiyaç Duyulur?

Her bireyin kendisine has olan elmas gibi ham, işlenmemiş, kesilmemiş istidatları vardır. Bu istidatlardan bazıları onu diğer bireylerden üstün kılacak niteliktedir. Ancak söz konusu istidatların potansiyel halden kinetik hale geçmesi için keşfedilmesi gerekir. Vaktinde keşfedilmeyen istidatlar da zamanla körelir.

Potansiyel halde her bireyde mevcut olan bu istidatları kullanmak bireylerin kendisine bağlıdır. Bazen birey bu cevherlerin farkında değildir. Bazen potansiyeli olduğunu bilir ancak bu potansiyeli kullanma gibi bir arzusu olmayabilir. Bazen de yanlış işlem görür ve değerini yansıtamaz. İşte koçluk ihtiyacı bu aşamadan sonra başlar ve koçluk hizmeti bu şahıslar için gerçekleştirilir.

Kişinin kendinde gizlediği elmasın tam değerini bulması, yaşamının ışığını bütün güzelliğiyle yansıtması için hangi yüzlerinin parlatılacağına, içinizdeki o mucizenin ortaya çıkması için yaşamınızın hangi alanlarının ortaya çıkarılması gerektiğini fark etmenizde koç, koçluk tekniklerini kullanarak sizin elinizden tutar.

Koçluk hizmeti almak isterseniz https://www.sayginnlp.com/kisisel-gelisim-egitimleri/ sayfamızdan kişisel gelişim programlarımıza göz atabilirsiniz.

Gündelik yaşamın bile giderek karmaşıklaştığı ve bireylerden her gün yeni ve değişik uyum çabalarının beklendiği modern dediğimiz yaşam, kendi başına yeterli bir stres kaynağıdır. Sürekli savaş tehdidi, kronik güvensizlik, toplumsal ve ekonomik rekabet, diğer yandan başarıya verilen aşırı önem, ana sınıfından başlayan ve ömür boyu bitmeyen sınavlar, bireyselleşme ve insanların giderek yalnızlaşması gibi gerçekler insanın fiziksel, zihinsel, duygusal ve ruhsal dengesi üzerinde artan bir yüktür. Bu yükün nasıl taşınacağı hususunda insanın bir yol göstericiye, yönlendiriciye, desteğe ihtiyacı vardır. İşte profesyonel koçluk uygulamaları tam da bu noktada devreye girer ve “Neden bir koça ihtiyaç duyulur?” sorusunun yanıtı da burada gizlidir.

Bilgi ve teknoloji çağının bir sonucu olarak insan, küresel dünyanın kaos ortamında kaybolmaktadır. Hızlı ve sistematik yaşam temposunda kendi tercihlerini tam olarak ortaya koyamamaktadır. Kendini tanıma, güçlü ve zayıf yönlerini keşfetme, hedeflerine ulaştıracak hareket planlarını uygulanmaya aktarma vb. gibi durumlarda güçlük çekmektedir. Bu duruma çözüm bulmak için herkes deneyimli, ne yaptığını bilen, bugünü iyi tanıyan ve bu zamanın ortaya çıkardığı sorunlara makul çözümler üretebilen yetkin kişiler, yani koçluk eğitimi almış ve teknikleri uygulayabilen, aramakta ve onlara bir şeyler danışmak istemektedirler. Konuya iş görenler açısından baktığımızda, kendisine yol gösteren yani aslında koçluk yapan yöneticiler aramaktadırlar. Bu bağlamda, günümüzde yöneticinin iyi bir yönlendirici yani iyi bir koç olması bir ihtiyaçtır.

Yönlendirmeyi böylesine önemli kılan koşulları ise, Harvard İşletme Okulu’n dan John Kotter: “Saatte 55 km. hızla düz bir yolda gidiyorduk ki, birden hızımızı saatte 120ye, 220’ye, 320’ye çıkardık; sağa sola sapmaya, hatta otomobili bırakıp motosiklete binmeye başladık. İşte yönlendirmeyi asıl patlatan bu. Oyunun tüm kuralları değişti ve çoğu insan bu duruma ayak uydurmaya, tökezleyip düşmemeye çalışıyor” sözleriyle ifade etmektedir.

Koçluk eğitimi ve teknikleri hakkında bütün yazılarımıza ulaşmak için https://www.sayginnlp.com/kocluk/ sayfamızı ziyaret etmenizi öneriyoruz.

Yöneticiler koçluk becerilerini geliştirerek bu konudaki görevlerini hakkıyla yerine getirebilselerdi, işletmelerin performansı kendiliğinden iki kat artardı. Oysa yöneticilerin çoğu koçluk tekniklerini uygulamayı bilmezler. Dahası koçluk yapmanın, işlerinin bir parçası, hem de önemli bir parçası olduğunun farkında değildirler, Onlara da hak vermek gerekir. Çünkü kendileri de bu anlamda bir koçluk görmemişlerdir. Bu cümleler 2001 yılında ASTD (Amerikan Eğitimciler Derneği) ‘nin Orlando’da yapılan koçluk seminerinde dile getirilmiş ve büyük ölçüde onaylanmıştır.

Yöneticilerin genel eğilimi, “Benim işim başımdan aşkın. Bir de insanları eğitmekle mi uğraşacağım?” yönündedir. Bir orta veya üst düzey yöneticiye yaptığı işi sorduğunuzda büyük ihtimalle planlama, organize etme, koordinasyon ve denetleme diyecektir. Ancak bu kişileri gözlemlerseniz, yaptıkları iş ve zamanlarını kullanma biçimlerini, söyledikleriyle bağdaştırmak zordur.

Yönetim dünyasının paradigmaları yani dış dünyayı ve çevreyi keşfetmekle ilgili zihni yapıları, dünya görüşleri son yıllarda hızla değişmeye başlamıştır. Bu hızlı değişim, işletmelerin çevrelerindeki değişim ve dönüşümlerden kaynaklanmaktadır.

Yönetimde koçluk ile ilgili https://www.sayginnlp.com/yonetimde-kocluk-nedir/ yazımız da ilginizi çekebilir.

Özellikle de iletişim ve bilgi işleme teknolojilerindeki gelişmeler yönetim uygulamalarını oldukça etkilemiştir. Bu değişmelerin sonuçlarından biri olarak yönetici terimi yerini yavaş yavaş lider mentör, koç gibi kavramlara bırakmaktadır. Yönetici teriminin yerine aday bu kavramlar incelendiğinde hepsinin bir ortak yönü olduğu görülecektir: “otorite-yetki” olayına bakış tarzı. Yönetici terimi, hiyerarşik farklılaşmaya dayanan otorite yerine bilgi, tecrübe ve kişisel özelliklere dayanan otoriteyi esas almaktadır.

Buna “kazanılmış otorite” adı da verilmektedir. Artık yönetim işini üstlenecek olanlar, ihtiyaç duydukları otoriteyi kazanmak durumunda kalacaklardır. “yönetici” unvanı almakla “yönetici” olduğunu zannetmek devri kapanmaktadır. Ayrıca işi yapan ön plana çıkmakta, yönetim işini yapan ikinci plana kaymaktadır.