Sınavlarda Başarı için Açık Uçlu Sorular Nasıl Yanıtlanmalı?
Sınavlarda başarı için iyi bir sınav hazırlığı kendi başına yeterli değildir. Aynı zamanda sınav sırasında bilinmesi ve uyulması gereken belirli ilke ve kurallar da vardır. Aşağıda, bu sınav ilke ve kuralları; yanıtlama öncesi hazırlık, yanıtlamada dikkat edilmesi gereken noktalar ve sınav sonunda yapılacak işlemler olarak irdelenmektedir.
Yanıtlama Öncesi Hazırlık Aşamaları
Sınavda sorulan soruların yanıtlanmasına geçmeden önce, gerekli ön hazırlıkları yapmak, yanıtlamanın sağlıklı olması açısından bir zorunluluktur. Bu hazırlığa ilişkin başlıca konular, ana noktaları ile aşağıdaki alt başlıklarda ele alınıp incelenmektedir
Kullanılacak Araç – Gerecin Belirlenmesi
Yapılacak sınavın özelliğine göre gerekli olan kalem, silgi, kağıt, kalem açacağı, pergel, cetvel, vb. araç ve gereçlerin sınav öncesi hazırlanmış olmaları gerekir. Bunların sağlanmasını en son ana bırakmak, sınav ortamının yarattığı heyecanın da etkisiyle, öğrencinin sınavda “elinin ayağının dolaşmasına” yol açar.
İlkece, özelliği ve niteliği ne olursa olsun bütün yazılı sınavlarda yazısı silinebilen kalem kullanılmalıdır. Bu amaca en iyi hizmet eden kalem türü, kurşun kalemdir. Öte yandan sınav için kullanılacak kağıdın niteliği de önemlidir. Sınav kağıdını öğrenci kendisi sağladığında, bu kağıt; beyaz renkte, kaliteli ve öğrencinin düzgün yazma alışkanlığına göre çizgisiz bir kağıt olmalıdır. Sınavda kullanılacak kağıdın düzeni de yazılanların okunup değerlendirilmesi sırasında verilecek not üzerinde etkili olur.
Öğrenci Kimlik Bilgilerinin Doldurulması
Öğrencinin sınav kağıdını eline alır almaz ilk yapacağı işlerden birisi, kağıdın sol üst köşesine gelecek biçimde, alt alta sırasıyla adını-soyadını, numarasını, sınıf ve şubesini yazmaktır. Kimlik bilgilerini yazmayı yanıtlamadan sonraya bırakmak, sınav ortamının doğurduğu zihni yorgunluk nedeni ile bunları yazmanın unutulması sonucunu doğurabilir. Bu ise, değerlendirme için öğrencinin kağıdının bulunmasını güçleştireceği gibi; kağıdının değerlendirme dışı bırakılarak, geçersiz sayılmasına da yol açabilir.
Soruların Okunması
Yazılı sınavda soruların neler oldukları anlaşıldıktan sonra, bütün sorular baştan aşağıya dikkatle okunmalıdır. Bu okuma, öğrencinin hangi soruları en iyi bildiğini, hangilerini daha az bildiğini ya da bilmediğini görmesine ve yanıtlamaya hangi sorudan başlayacağını saptamasına yardımcı olur. Görüldüğü gibi, bu ilk okuma, sorular hakkında bir ön değerlendirme niteliği taşımaktadır. Sınavda başarı, bu ön değerlendirmeyle yakından ilgilidir.
Sınav soruları okunduktan sonra, her sorunun yanıtına ilişkin olarak o anda anımsanmış ya da düşünülmüş olanlar anahtar sözcüklerle ya da çok kısa ana hatlarıyla sınav kağıdına ek olarak kullanılan bir yardımcı kağıda-yardımcı kağıt kullanılmasına izin verilmiyor ise sınav kağıdının kullanılmayan bir yanına yazılmalıdır, Bu durum, yanıtların düzenlenmesini kolaylaştıracak ve her soruya ilişkin olarak “ilk anımsananların” unutulmasını önleyecektir.
Seçimlik Sorulara Karar Verme
Kimi sınavlarda yanıtlanacak soru sayısından daha çok soru sorularak, öğrencinin bu sorular arasından yanıtlayacağı belli sayıdaki soruyu seçmesi istenir, öğrencinin, sınav başlangıcında bu sorulardan hangilerini ne kadar bildiğini saptayıp, yanıtlayacağı seçimlik sorular konusunda bir karara varması gerekir.
Bu tür karar, yanıtlanacak sorularla ilgili düşüncelerin belli bir sıraya girmesini ve öğrencinin sınav süresince zamanını daha iyi kullanacak biçimde planlamasını sağlar. Öğrenci yanıtlayacağı sorular konusunda gerekli seçimi yapıp karar verdikten ve yanıtlamaya geçtikten sonra, yazarken bir yere takıldığında, “yoksa öteki soruyu daha mi iyi biliyorum, acaba öteki soruyu mu yanıtlasam?” türünde bir kararsızlığa düşmekten sakınmak zorundadır. Bu tür bir kararsızlık, onun sınavda zamanını yitirmesine yol açtığı gibi, dikkatini konuya yoğunlaştırmasını da engeller.
Cevaplama Süresini Belirleme
Yanıtlama öncesi okumada soruların nitelikleri anlaşıldıktan sonra, her sorunun yanıtı ve son okuma için ne kadar zaman ayrılacağı, hemen o anda, belirlenmelidir. Bu belirleme, sınav için verilen toplam süreden en iyi biçimde yararlanma olanağını sağlar. Bu ayni zamanda, öğrencinin, sorunun yanıtı için ayrılan zamana sığacak kadar konulara belli bir bütünlük içinde yaklaşmasını ve düşüncelerini bu süreyle orantılı olarak kafasında bir sıraya sokmasını sağlar.
Bu tür bir zaman planlaması yapmayan pek çok öğrencinin, daha ilk sorunun yanıtını bitirmeden, sınav süresinin bittiği ve bu plansızlıkla, bildikleri soruları yazamadıkları çok sık karşılaşılan bir durumdur.
Cevaplama Sırasının Belirlenmesi
Sınav sorularının yanıtlanmasında genel ilke, en iyi bilinen sorudan başlayarak yanıtlamaktır. Ancak bu noktada, yanıtın alacağı sürenin olabildiğince az olması ve eğer sorular arasında puan değeri açısından bir farklılık varsa, yanıtlamaya puan değeri en yüksek olan sorudan başlanması gereklidir. Yanıtlamada kolaydan zora gitmek; zoru, yani bilinmeyenleri ayrıca düşünmek için zaman yaratmak demektir. Özetlemek gerekirse, ilk yanıtlanacak soru; en iyi bilinen, az zaman alan ve puan değeri en yüksek olan sorudur. En iyi bilinen sorudan yanıtlamaya başlamak, öğrencinin, sınavı başarma konusunda kendisine daha çok güvenmesini ve dikkatini sınava vermesini kolaylaştıracaktır.
Soruları Yanıtlama Süreci
Sınav sorularının yanıtlanması kimi noktalara dikkat edilmesini gerektirmektedir. Bunlar ana hatları ile bu alt başlıkta ele alınarak incelenmektedir.
Soruyu Net Olarak Anlama
Yanıtlar yazmaya geçmeden önce, sorudan “ne” istenildiğinin tam olarak bilinmesi gerekir. Ne istenildiğini bilmeden yazmaya başlamak “en azından” o sorunun yeterince anlaşılmamış olduğunu gösterir. Yazılı sınavlarda genellikle açıklanması istenen çeşitli olay, olgu ve durumlar, “anlatınız” ya da “açıklayınız”; belirli tarih, ad, işlem ya da işlem basamaklarının neler olduğunun açıklanması istenen sorular “sayınız”; çeşitli olgu, olay ve durumlar arasındaki benzerlik ve ayrılıkların gösterilmesi istenen sorular karşılaştırınız”; belirli bir konudaki kavram, terim ve deyimlerin ne olduğuna ilişkin sorular “tanımlayınız”; belli bir sorun üzerinde, bu sorunu değişik yönleriyle ele alıp çözüm getirici seçeneklerin ortaya konulmasının istendiği sorular “tartışınız” gibi yön belirten sözcüklerle biterler.
Bu türdeki her sözcük, sorunun çözümlenmesinde izlenecek yol konusunda öğrenciye ışık tutar. Yön belirten sözcüğün ne anlama geldiğini bilmeyen öğrencinin, gerekli yanıtı doğru olarak vermesi olanaksızdır. Buna göre, örneğin soruda, “sayınız?” denildiğinde; sizden, belirli ad, tarih, olgu, vb. bir sıra içinde saymanız istenmektedir. Sizin saydığınız her bir şey hakkında ayrıca açıklamalar yapmanız, soruyu yanlış anladığınızı gösterir. Çünkü o zaman, soruda “sayınız” değil; “sayınız ve açıklayınız” ya da “sayarak açıklayınız” denilmesi gerekirdi.
Kimi zaman sorunun neyi anlatmak istediği açık seçik görünmeyebilir. Bu durumda yapılması gereken en uygun davranış, soruyu ilk okumadan sonra, açıklanması için öğretmene başvurmaktır.
Anlam Düzenini Sağlama
Sorulara verilecek yanıtların kendi içlerinde birbirini izleyen bir anlatım bütünlüğünü ve anlaşılırlığı sağlaması önemlidir. Bunun için, sorunun yanıtını yazmadan önce yanıt olarak yazılacak olanlar
iyice düşünülmeli ve bunlar kendi içinde bir sıraya sokulduktan sonra yazmaya geçilmelidir.
Bu noktada, uzun açıklama gerektiren soruları yanıtlarken; yanıta, sorunun ana hatlarını ortaya koyan bir iki tümce ile başlamak ve aha sonra da bunların genişletmek, anlatılanların düzenliliğini sağlamaya yardımcı olacaktır.
Anlatım düzenliliğini sağlamak, sınav sorularına verilen her yanıtın özlü, doğru ve anlaşılır olmasın gerektirir. Hem bu aynı zamanda, her sınavda uyulması gereken bir sınav kuralıdır da. Bu açıdan, bilineni en anlaşılır biçimde yazma yeterliğini geliştirmek gerekir. Düzensiz, tümceleri birbirinden kopuk bir yanıt, bozuk bir anlatımın göstergesidir. Bozuk anlatım, sınavdan beklenen başarının sağlanmasını önleyici bir rol oynar. Böylece, bilinen bilginin anlatılamaması ya da eksik anlatımı yüzünden başarısızlıkla karşılaşılabilir.
Öğrenci açısından sınav, bilinenlerin ortaya konulmasını amaçlar. Bilinenlerin yeterince kağıda yansıtılamaması ya da yetersiz kimi bilgilerin yanıt olarak yazılması değerlendirmeyi etkiler. Bu açıdan yanıtı bilinmeyen bir soruyu, biliyormuş gibi “demogoji” yaparak yanıtlamaya kalkışmak yanlıştır. Çünkü, bu tür bir yanıtı, öğretmen daha ilk bakışta kolayca anlayabilir. Bunun gibi, söz gelişi, yanıt olarak hemen bir iki esnek açıklamadan sonra, “vb., vs., vd.” diyerek; ya da tümceyi yetiştirememiş gibi yarım bırakarak sınav kağıdını vermek, öğretmene, öğrencinin o soruyu bildiğini göstermez.
Sınavlarda Başarı için Öğrencinin Kendine Güvenmesi
Öğrenci açısından, niteliği ne olursa olsun, her sınav önemlidir. Öğrencinin sınava girerken kendisine güvenmemesi ve sınavı gözünde büyütmesi sınavdaki başarısını ne kadar olumsuz etkilerse; katıldığı sınavı küçümsemesi de aynı biçimde olumsuz etki yaratır. Böylece, sınavdan korkan ve sınavı bir ölüm-kalım olayı olarak gören öğrenci, soruların yanıtını verirken anımsamada, açıklayıcı yorum getirmede ve dikkatini toplamada güçlüklerle karşılaşacak ve sınav süresini gerektiği gibi planlayıp kullanamayacaktır. Sınavı küçümseyen öğrenci ise, kendisine çok güvendiği için, dikkatini gerektiği gibi sorulara veremeyecek, soruları anlayıp doğru yanıtı yazmada kolaylıkla yanılgıya düşebilecek ve yazdıklarını yeniden gözden geçirme gereği de duymayarak başarısız duruma düşebilecektir.
Gerçekte kendine güven duygusu, öğrencinin kendi yeterlikleriyle sınav koşullarına uyumunu kolaylaştırmakta; coşkusunu denetim altında tutmasına yardımcı olmaktadır. Bu yönüyle, sınava belirli bir plan içinde amaçlı olarak çalışmış olan ve bu arada da ders kitaplarını ayrıntılı olarak incelemiş, derslerinin ödev inceleme deney, vb. gereklerini zamanında yerine getirmiş, konuları öğrenmede değişik çalışma yöntem ve tekniklerinden etkili olarak yararlanmış olan bir öğrencinin, sınava, herhangi bir başkası kadar ve hatta ondan daha çok hazırlanmış olarak girdiğinin ve başarmak için yeterli bilgi-beceriye sahip olduğunun bilincinde bulunması gerekir. Bunlar yapılmadan sınavda başarı olmayı beklemek, “şans” öğesi bir yana bırakılırsa, hiçbir koşulda olanaklı değildir.
Hatırlamak için Yazma Yöntemini Kullanma
Yazılı sınavda sorulan soru ilk anda anımsanamayabilir. Bunun başlıca nedenlerinden birisi, sorunun, öğrencinin alışık olmadığı bir biçimde sorulmuş olmasıdır. Sınav için gerekli hazırlıkları amacına uyun olarak yapan bir öğrencinin sınavda yanıtını hiç bilmediği bir soru ile karşılaşması oldukça zordur. Bu tür bir durumda, ya sorudan ne istenildiği yeterince anlaşılamamıştır ya da yanıt ilk anda zihinde toparlanamamıştır
Niteliğini anlamak için yanıt öncesinde sorunun dikkatle okunması ve öğrenciden istenenin “ne” olduğunun bilinmesi gerektiğine yukarıda değinilmişti. Yanıt anımsayamama ise, çoğunlukla, ya dikkatin soru üzerinde toplanamamasından ya da bilinenlerin soruyla ilişkili olup olmadığı konusunda duraksamaya düşmekten kaynaklanır. Bunun için yapılacak iş, o soruyu, “bilmiyorum” diyerek boş bırakmak değil; bunun için konuyla ilgili olacak yorum ve karşılaştırmalar yaparak, bilinenleri gözden geçirmek ve soruyla ilgili olduğu düşünülenleri yazmaya çalışmaktır.
Bu tür bir yazma, başlangıçta yöntemsiz de olsa bir kaç tümceden sonra yanıt için gerekli ipuçlarının bulunmasına yardımcı olabilir.
Sınavlarda Başarı için Çevreyle İlgilenmeyin
Sınav, öğrencinin gerçek yeterlik düzeyini göstermek üzere yanıt için kendisiyle baş başa kalmasını gerektiren bir ortam öngörür. Öyle olunca, öğrencinin sınav anında çevresiyle ilgilenmemesi ve arkadaşlarıyla konuşup bilgi alışverişinde bulunmaması gerekir.
Başarılı bir öğrenci, yanıt için çevresine gereksinim duymaz; ilgi ve dikkatini sorular üzerinde yoğunlaştırır. iIginin soru kağıdı dışına taşması dikkatin dağılmasına yol açar.
Acele Etmeden Cevap Verme
Kimi öğrenciler sınav sırasında çok sabırsız olurlar. Bunlar soruların yanıtlarını hemen yazıp, kağıtlarını ilk veren öğrencilerden olmak isterler. Oysa, bu türdeki gereksiz acelecilik, sınav için verilen sürenin tam olarak kullanılmasını önlediği gibi, yanıtların da aceleyle üstünkörü yazılması sonucunu doğurur. Sınavda başarının temel koşullarından birisi, verilen süreyi tam olarak kullanma alışkanlığına sahip olmaktır. Başkalarının kağıtlarını vermelerinden, sınav salonundan ayrılmalarından ya da salonun boşalmaya başlamasından telaşlanıp, yanıtları aceleye getirmek; anlatımın düzgün olmamasına, sorunun ayrıntılarına girememeye ve bilgi yanlışlıklarına yol açar.
Sınav Sonunda Neler Yapılmalı?
Sınavda sorular yanıtlandıktan sonra yapılacak iki işlem, sınav kağıdının son kez okunması ve yanıtların doğruluğunun araştırılmasıdır.
Yazdıklarınızı Denetleyin
Nasıl hazırlık yapılırsa yapılsın ve ne tür olursa olsun her sınav az çok zordur ve sınavda -konu çok iyi bilinse bile- hata yapmak her zaman söz konusudur. Nitekim çoğu öğrenci sınav heyecanı ile çok doğru bildikleri konuları bile yanlış ya da eksik yazarlar.
Soruların yanıtlarını yazma işi bittikten sonra, yazılanların dikkatli biçimde okunması gerekir. Böylece doğru bilinenlerin yanlış yazılması önleneceği gibi, yeni bilgiler de anımsanarak yanıtlara eklentiler yapılabilir ve yazım hataları düzeltilebilir. Bu açıdan, sınav salonundan çıkmadan önce sınav kağıdının son bir kez okunarak yazılanların eleştirici bir gözle son bir değerlendirmeye tutulması, her öğrencinin uygulaması gereken bir genel kuraldır.
Doğru Cevapları Araştırın
Her şeye karşın sınavda bilinmeyen ya da az bilinen sorularla karşılaşıldığında, bunlara verilen yanıtların doğruluğu sınavdan sonra ilgili kitap, defter, vb. bakarak ya da öğretmene sorularak denetlenmeli ve bilinmeyen noktalar öğrenilmelidir.
Öte yandan ara sınavı özelliği taşıyan sınavlarda, sınav sorularının defter, not alma fişi, vb. bir yere kayıt edilmesi, aynı ders için daha sonra yapılacak sınav hazırlıklarında bu sorulardan yararlanma olanağı yaratacaktır.