Sınavlara Hazırlıkta Çocukla Nasıl İletişim Kurulmalı?
Sınavlara hazırlık sürecinde öğrencilerin ve ailelerin daha az yıpranması ve aynı zamanda sınav kaygısı gibi durumların ortaya çıkmasının önüne geçmek için anne ve babaların çocuklarıyla kurdukları iletişim son derece önemlidir. Sınav sürecinde çocukla sağlıklı iletişim kurmak sınav sonucu ne olursa olsun aile içerisindeki bağların zedelenmesinin önüne geçer ve öğrencinin sınava girmeden ya da çıktıktan sonra büyük bir travma yaşamasının önüne geçer. Şimdi gelin ilk olarak iletişimin aile hayatımızdaki önemine birlikte bakalım.
Sınav Başarısı için Ailenin Çocukla İletişimi Nasıl Olmalı?
Verdiğimiz seminerler içerisinde en fazla ilgi çeken seminerlerden birisi “Anne Baba ve İletişim” seminerleridir. Bu seminerlerin ana teması çocuğu ikna etmek ve onunla sağlıklı iletişim kurmaya yönelik bir çalışmalar ile aile içerisindeki iletişimi geliştirmek şeklindedir. Bu çalışmalarda anne-babaların yüzlerinde, yaptıkları hataları veya iletişim kazalarını gözlemek hiç de zor değildi.
1974 Kıbrıs Barış Harekatında iletişim eksikliği dolayısıyla birbirlerini vuran savaş uçaklarımızın hikayelerini duymuş olanlarınız vardır. Bundan dolayı askerlikte “Muhaberesiz muharebe olmaz” diye bir ilke vardır. İlkeyi günümüz Türkçesi ile açıklamak gerekirse: “Haberleşme olmadan, savaş olmaz.” Malumunuz bizim de ailelerimizde sağlıklı iletişim sağlanamadığı için, bolca tencere-tava muharebeleriyle karşılaşıyoruz. Belki de başlı başına bir araştırma konusu olabilecek bu konuda size pratik bazı önerilerde bulunmak istiyoruz.
BEN Dili Kullanmanın Önemi
“Sen dili” suçlama içeren bir dil kalıbıdır ve doğal olarak karşınızdaki kişiyi savunmaya geçirir. Dolayısıyla sonuç anlaşılamamaya, tartışmalara veya kavgalara kadar gidebilir. Sen diline örnek vermek gerekirse, “Çok yanlış davranıyorsun!”, “Televizyonun sesini kapatsana!”, “Hiç ders çalışmıyorsun!” gibi gerilimli cümleler.
Aynı cümleleri bir de “ben diliyle dile getirelim: “Senin bu davranışın beni incitti, üzüldüm!”, “Televizyonun sesini açman ben rahatsız etti, kitap okuyamadım?”, “Ders çalışmaman, beni rahatsız ediyor” Şeklinde ifade edilebilir. Kendimizi “ben” li cümlelerle anlattığımız zaman karşımızdakini incitmemiş, kendi mesajlarımızı da olumlu bir şekilde vermiş oluruz.
Çocuğunuz sınav hazırlık döneminde ise ve sınav stresi ve kaygısını yoğun olarak yaşamaya başladıysa, bu konuda profesyonel destek almanız işinizi kolaylaştırabilir. Bir öğrenci koçluğu hizmeti hem sizin hem de öğrencinin sınav hazırlık sürecinde işini kolaylaştırabilir ya da sadace sınav kaygısını yenmek için destek almak isteyebilirsiniz. 20 yılı aşkın tecrübemizle öğrencilerin ve velilerinin sınavlara hazırlık süreçlerinde onlara destek olanın mutluluğunu yaşıyoruz. Detaylı bilgi almak isterseniz hemen iletişime geçin.
Üç Onay Bir Yönlendirme Tekniği
“Ders çalışmanı istiyorum!” cümlesine dikkat edin. Direkt yönlendirme içeren bir cümle olduğunu hemen fark etmişsinizdir. Oysa bu cümle yerine önce üç onay cümlesi ekleyip ardından da yukarıdaki yönlendirme cümlesini ekleyecek olursak, sizin de rahatlıkla farkını hissedeceğiniz bir cümle oluşacaktır. Yani (3 ONAY +1 YÖNLENDİRME) tekniği. Şimdi bu teknikle hazırlanmış aşağıdaki cümleyi takip edin:
“Yorgun olduğunu biliyorum, başarılarının da farkındayım, ilk sınavdan aldığın puan da güzeldi; bununla birlikte ders çalışman istiyorum.”
Dikkat ederseniz onay cümlelerinden sonra “AMA, FAKAT, LAKÍN” bağlaçlarından herhangi birini kullanmadık. Neden mi? çünkü bu bağlaçlar, kendisinden önceki cümleleri olumsuz hale getirir. Bunun yerine “Bununla birlikte, bununla beraber” bağlaçlarını kullanmanız çok daha anlamlı ve etkileyici olabilir.
KOD Sistemini Uygulayın
Bu bir akrostiştir ve Kabul, Onay, Değer vermek kavramlarının baş harfleri kullanılarak oluşturulmuştur. İçerisinden bu kavramların geçtiği cümleleri kullandığınız zaman, çocuğunuzla iletişiminizde çok büyük bir fark yaratırsınız.
Öğrencinize Sandviç Tekniği Uygulayın
Önceki tekniklere benzemekle birlikte, farkı, eleştiri ifadesinin sandviç gibi, cümle ortasına gizlenmesiyle kurulan bir iletişim tekniğidir. Bir anlamda karşınızdakini eleştirdiğinizi kendisine hissettirmeden dile getirmiş oluyorsunuz. Örneğin sınav kaygısı yaşayan bir öğrencinin kaygısını dile getirmek istiyorsunuz:
“Bugüne kadar birçok başarılara imza attın. (+) Kaygılanmana gerek yok. (+) Gireceğin üniversite sınavı ise hayatındaki birçok seçenekten sadece bir tanesi. “
Eminim ki, dilinizin esnekliği ile birlikte düşüncelerinizde oluşturacağınız değişimler, çocuklarınızın sınav kaygısı ve stresi benzeri tüm olumsuz duygularının olumlu yönde değişimine ve bu değişimlerle birlikte sınav başarılarında yükselişlerini göreceksiniz. Yeter ki karşınızdakileri dinlemek, anlamak ve tanımak isteyin. Sadece isteyin yeter…
Sınav Süreçlerinde Ruh Sağlığını Korumak
Gençlik çağı umut ve beklentilerle doludur. Genç bütün yaşamı boyunca, bu çağlardaki umutlarına kavuşmayı, beklentilerine erişmeyi hayal edecektir. Orta yaşa kadar devamlı yükseliş gösteren yaşam çizgisinde zaman zaman iniş çıkışlar olabilir. Bu iniş çıkışlar geçicidir. Yaşam, genç için sürekli olarak yükselen bir çizgidir. Bu nedenle, gencin yaşamının iniş dönemine rastlayan bir başarısızlık bütün yaşamı etkileyecek bir sorun olmamalıdır. Başarısızlıklardan sonra mutlaka yeni çıkışlar ve başarılar olacaktır.
Geçmiş başarısızlıkların küskünlüğünü yaşamak yerine gelecek başarıların yollarını araştırmak gereklidir. Geçmişteki hatalardan yararlanıp geleceğe umutla bakabilmelidir insan. Yoksa geçmişse dönük saplantılar geleceğin başarısını da engelleyebilir. Üniversite sınavını kazanmak bir gencin yaşamında tek amaç olmamalıdır, istediği üniversiteyi kazanmak amaçlardan sadece bir tanesi olmalıdır. Lisede edindiği bilgi ve kültürü kendi başına veya değişik kurum ve kuruluşlardan yararlanarak geliştirip zenginleştirebilir.
Aile ve yakın çevre tarafından üniversite sınavlarında (TYT-AYT-YDT)‘de başarılı olmak tek amaç olarak kabul edilirse, bu amaca erişmek genç için bir ölüm-kalım sorunu durumuna gelebilir. Böylesine kaygılı, endişeli ve gergin bir durum sınav başarısını engeller. Ayrıca beklenilen başarının kazanılamaması gençte onarılması zor olan düş kırıklığı, kırgınlık ve küskünlük yaratır.
Gençler unutmamalıdır ki, üniversite okumak önce bir meslek edinme yoludur ve meslek edinmenin de yüzlerce yolu vardır. Bu yollardan birinin kapanması, bütün diğer yolların da tıkanması demek değildir.
Aileler kesinlikle, üniversite sınavının mutlak kazanılması biçiminde bir tutumla gençlere sınav baskısı yapmamalıdır. Bu tür bir baskı, gençte zaten var olan sınav kaygısının artmasına yol açacağı gibi, sınav başarısının düşmesine de neden olacaktır. Aileler ve gençler kendilerini başkalarıyla kıyaslamamalıdırlar. Her insanın yetenekleri ve bilgi düzeyi farklıdır. Karşılaştırma neticesinde kendisini yetersiz gören gencin başarısı diğer.
Hiç unutulmamalıdır ki bütün yaşam çalışma ve sınav demektir. Üniversite sınavı da, onlardan sadece bir tanesidir. Her çalışmanın önceden başarılı sonuçlar doğuracağını önceden kestirmek olanaksızdır. Ancak bir nokta açıktır ki, yaşam boyu daha birçok çalışmalar ve sınavlar olacak, bunlardan kimi başarılı, kimi başarısız sonuçlanacaktır.
Çalışma ve sınav yaşamın kendisidir. Sınavlarda başarılı olmak veya başarısızlık son değildir, süreklilik gösteren yaşamın ara basamaklarıdır. Herhangi bir başarısızlık, yeni bir çalışma gücü olarak algılanmalıdır.