Sınav kaygısı LGS ve YKS (TYT – AYT) sınavlarına girecek olan bir çok öğrencinin yaşadığı bir duygu. bu yazımızda sınav kaygısını yenme hakkında bilgiler vereceğiz ancak gelin öncesinde kaygıyı tanıyalım.
Kaygı, insanın insan olmasının bir gereği olarak doğal ve temel duygularından bir tanesidir. Kaygı, fiziksel ve duygusal baskı altındayken kendi düşüncelerimiz sonucunda ürettiğimiz olumsuz tepkilerdir.
Kaygı, hayatımızın her aşamasında; bir ameliyata girmeden önce, topluluk karşısında konuşmaya başlamadan önce, uçağa binerken, diş çekiminden önce ve bir deneme sınavına veya gerçek bir sınava girmeden önce bizi bir şekilde etkileyen, endişe uyandıran duygu ve düşüncelerdir.
Sınav kaygısı yaşayan öğrencilerin, yaşadıkları kaygının boyutlarını nasıl dile getirdiklerini gösteren ifadelerden kesitlere bir bakalım:
Kaygı ile korkuyu birbirinden ayırt etmek gerekir. Korkuda fiziksel varlığımızı tehdit eden bir durum vardır. Korku, canımızı, malımızı, sevdiklerimizi veya toplumumuzu tehdit eden bir durumla karşılaştığımızda ortaya çıkar. Oysa kaygıyı, kaynağı ister çevre, ister gelecekle ilgili kaynaklı ne olursa olsun, tamamen kendi düşüncelerimiz sonucunda biz üretiriz.
Sınav kaygısı yaşayan öğrencidebir takım fiziksel belirtiler ortaya çıkabilir. Sınav kaygısının fiziksel belirtileri;
gibi belirtiler görülür. Sınav kaygısı bir duygu olmaktan çıkar fiziksel düzeyde de hissedilmeye ve yaşanılmaya başlar. Öğrenci değil bir gerçek sınavda, herhangi bir deneme sınavında bile olsa, kaygıyla bacağını sallamaya, parmaklarını sıraya vurmaya başlayabilir.
Dikkat dağınıklığı ve odaklanma sorunu baş göstermeye başlar, sınavlarda bildiği soruları kaçırma, 2 ile 3 ü toplayıp 6 çıkarma gibi işlem hataları yapmaya başlar. Hiçbir şey bilmiyormuş duygusu kapılır. Kendisini yetersiz görme, değersiz görme gibi benliği ile ilgili olumsuz ve gerçek dışı değerlendirmelerde bulunabilir.
Bu belirtiler yoğunlaştıkça, öğrencide ders çalışmaya karşı isteksizlik, endişe ve tedirginlik yaşanmaya başlar. Başarısızlık duygusunun etkinlik kazanmasıyla öz güvenin yitirilmesine dayalı bir korku baş gösterir. Bütün bunlar, sınav başarısını olumsuz yönde etkiler. Son derece başarılı ve seçkin bir Anadolu Lisesinde öğrenim gören bir öğrenci olmasına rağmen, sınav kaygısını yoğun bir şekilde yaşayan öğrencinin satırlarına dikkatlerinizi çekmek istiyorum:
“Sınav stresi insanın iç dünyasını alt üst eden bir şey bence. Kendisiyle barışık, mutlu, kendisini ve hayatını seven bir insanın bir anda yaşamına kara bulutlar gibi çöken, insan vücudunun çalışmasını bile etkileyen, kısacası insan bünyesine zarar bir şey! Aslında hayatımın yoğun olmasın istiyorum. Ama olmuyor. Daha sınava bey ay var ama bedenimin yorgun, ruhumun ise isteksiz olduğunu hissediyorum.. “
İnsanın duygu ve düşünceleri aynı sistemin ayrılmaz parçalarıdır ve birbirlerini etkilerler. Doğrudan duygularımız değiştirerek düşüncelerimizi ve düşünme şeklimizi değiştirebiliriz. Aynı şekilde düşünme şeklimizi de değiştirerek duygularımızı değiştirebiliriz.
Bir anlamda sağ ve sol beynimizi birlikte kullanmalıyız. Olumlu düşüncelerimizle, olumsuz kaygı duygusunun üzerine gitmemiz gerekir. Bu yarışta düşüncenin duyguya egemen olması için gayret gösterelim.
LGS / TYT / AYT ile ilgili düşüncelerimizin, duygu boyutunda nasıl cevap bulduğunu göstermek açısından aşağıdaki iki zıt örnek ilginçtir:
Duygular da sizin, düşünceler de… Ama unutmayın ki, onların kontrolleri de sizin elinizde. Peki hangisi kazanır? İsterseniz bu sorunun cevabını aşağıdaki Kızılderili hikayesinde bulmaya çalışalım:
Yaşlı Kızılderili Reisi kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşup duran iki köpeği izliyorlardı. Köpeklerden biri beyaz, biri siyahtı ve on iki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde boğuşup duruyorlardı.
Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı, iki iri köpekti bunlar. Çocuk, kulübeyi korumak için biri yeterli görünürken niye ötekinin de olduğunu, hem niye renklerinin illa da siyah ve beyaz olduğunu anlamak istiyordu artık. O merakla sordu dedesine.
Yaşlı reis, bilgece bir gülümsemeyle torununun sırtını sıvazladı.
Çocuk, sözün burasında, mücadele varsa, kazananı da olmalı diye düşündü ve her çocuğa has bitmeyen sorulara bir yenisini ekledi:
Lütfen hemen kızmayın. Haklısınız mide kanamasından rüyalarımızı karabasanlarla doldurmaya kadar vücudumuzun fizik, kimya, biyoloji ve geometrisini bozan kaygı gibi bir duygunun ne faydası olabilir diye düşünebilirsiniz.
John F. KENNEDY’nin aklına nerden estiyse “Kriz” kelimesinin Çince karşılığını merak etmiş. Ve bakın nasıl bir sonuca ulaşmış? “Kriz” kelimesi Çince yazıldığında iki harften oluşmakta, bu harflerin biri tehlikeyi, diğeri ise fırsatı temsil etmektedir.
Yaratıcı düşünceye sahip insan, her sorundan fırsatlar bulmaya ve her sorundan kendisini geliştirecek sonuçlar çıkarmaya çalışır. Bir LGS adayı bakın ne diyor?
“LGS ‘den korkmuyorum… LGS ‘de başarılı olacağım. Buna eminim. Geçen sene ile bu sene arasında benim için pek fazla fark yok. Sadece daha fazla test çözüyorum… LGS olmasaydı, ders çalışmaktan bu kadar zevk almazdım. Sonuçta bir amacım var. Bunu gerçekleştirmek için çalışıyorum bu sınava. Başkaları başarıyorsa, ben de başarabilirim… “
Yine bir LGS adayı “Hayatımızın en güzel döneminde girmek zorunda olduğumuz ve yaşamımıza yönlendirmeye yardımcı olacak bir sınav.” dediği LGS için bakın neler söylüyor:
“Sınava az kaldı. İçimde her zaman bir endişe var.” Herkesin vardır. Ama endişe dışında tatlı bir heyecan da var. Yeni bir okul, yeni öğretmenler, yeni arkadaşlar ve zorlu bir sınav… Kendimi sürekli cesaretlendiriyorum ve her zaman “Neden yapamayayım ki?” derim. Bunu söylemek içimdeki kaygıyı azaltıyor. Gireceğiniz LGS / TYT / AYT ya da bir başka sınav, farkına varmasanız da size birçok kazanımlar sağlar. Sizi hayata hazırlar; sizi kötü alışkanlıklardan korur. Size sorumluluklar kazandırır. Enerjinizi harekete geçirir. Problemleri çözdükçe yaşama gücünüz ve yaşama sevinciniz artar. Birçok güzelliğin farkına varırsınız.”
“Aslına bakarsanız sınava hazırlık dönemi alıp götürdüklerini bir yana bırakırsak çok şey öğretiyor insana. Başta sabrı, bir şeyi çok istemeyi, onun için çabalamayı, fedakarlık yapmayı ve sonunda bunun mutluluğunu yaşamayı En kolay sonucunu alabileceğimiz ama bir o kadar da emek isteyen bir süreç. Tabi bir o kadar da nankör. Siz bir bırakırsanız o sizi on kat bırakır. O yüzden disiplin, emek ve sabır istiyor.” (üniversite öğrencisi)
Sormak isterim, gerçekten problemsiz bir hayatın tadından söz edilebilir mi? Ya da yaşamımızdaki her sorun, içinde bir armağan saklamıyor mu?
Eğer iyi bir konuşmacı olmak istiyorsanız üslubunuzu geliştirme ve üslup çeşitleri konusuna kafa yormalısınız. Her…
Etkili konuşma yapabilmenin temel kurallarından birisi konuşmanızı eğlenceli hale getirmektir. Eğer dinleyicilerinizin verdiğiniz mesajı en…
Etkili bir konuşma yapabilmek için dinleyicileri ikna etme ve konuşmayı sonlandırma konularına fazlasıyla önem vermelisiniz.…
Yöneticiler hem kendilerinin hem de kurumlarının başarısı için zaman yönetimi konusunda ustalaşmalıdır. Yöneticiler için zaman…
Bir konuşmanın etkili olabilmesi, konuşmaya nasıl başlandığına bağlıdır. Güzel başlamayan bir konuşma genelde güzel devam…
Etkili bir konuşma yapmak için mutlaka bir hazırlık planı yapmalısınız. Konuşmacıları birbirinden ayıran en temel…