Categories: Hikaye

Özgüvenle İlgili Müthiş Hikayeler

BAŞARININ SIRRI

Adamın biri tek başına parkta oturuyor, başı ellerinin ara­sında kara kara düşünüyordu. İşleri bozulmuş, iflasın eşiğinde bir işadamıydı kendisi. Ne yaparsa yapsın bir türlü durumu düzeltemiyordu. Bir taraftan kredi verenler onu sıkıştırırken, diğer taraftan da bir sürü insan ödeme bekliyordu. Çok bunalmıştı ve hiçbir çıkış yolu bulamı­yordu. Zaten parka da can sıkıntısını biraz hafifletmek için gelmişti.

O sırada önünde yaşlı bir adam durdu: “Çok üzgün görünüyorsun. Seni rahatsız eden bir şey olduğu belli… Benimle paylaşmak ister misin?” diye sordu yaşlı adam. İşadamının yakınmalarını dinledikten sonra da, “Sana yardım edebilirim.” dedi. Çek defterini çıkardı. İşadamı­nın adını sordu ve ona bir çek yazdı. Çeki ona verirken de şöyle dedi: “Bu para senin. Bir yıl sonra seninle burada buluştuğumuzda bana olan borcunu ödersin. Hadi al!” dedi. Ve yaşlı adam geldiği gibi hızla gözden kayboldu.

Adam elinde çek öylece kalakaldı. Neden sonra elin­deki çeke bakmayı akıl edebildi. Bir an gözlerine inana­madı. Çekte yüz bin dolar yazıyordu ve imza ise ülkenin önde gelen zenginlerinden birine aitti.“Tüm borçlarımı hemen ödeyebilirim” diye düşündü ilkin. Ardından bir yıl sonra borcunu geri ödeyeceğini düşünerek çeki boz­durmaktan vazgeçti. Bu değerli çeki kasasına koydu.

Onun kasasında olduğunu bilmenin güveniyle yepyeni bir iyimserlikle işine tekrar dört elle sarıldı. Küçük büyük demeden tüm işleri değerlendirmeye başladı. Ödeme planlarını yeniden yapılandırdı. İyi yapılan işler yeni işle­ri doğurdu. Birkaç ay sonra tekrar işlerini yoluna koya­bilmişti.

İlerleyen zamanda ise borçlarından tümüyle kurtul­muştu; hatta para kazanmaya başlamıştı. Tüm bir yıl bo­yunca çalıştı durdu. Tam bir yıl sonra, elinde bozulmamış çek ile parka gitti.

Kararlaştırılmış saatin gelmesini bekle­di. Tam zamanında yaşlı adamın hızla ona doğru geldiği­ni gördü. Tam ona çekini geri verip başarı öyküsünü pay­laşacakken bir hemşire koşarak geldi ve adamı yakaladı. Hemşire “Onu bulduğuma çok sevindim, umarım sizi ra­hatsız etmemiştir!” dedi. “Çünkü bu bey sürekli olarak huzur evinden kaçıp, bu parka geliyor. Herkese kendisi­nin çok zengin biri olduğunu söylüyor.” diye ekledi. Hemşire adamın koluna girip onunla birlikte uzaklaştı.

İşadamı şaşkın bir şekilde öylece donup kaldı. Bütün bir yıl boyunca arkasında yüz bin dolar olduğuna inana­rak işler almış, yapmış ve satmıştı. Birden, hayatının akı­şını değiştiren şeyin para olmadığını fark etti. Hayatını değiştiren şey yeniden kendinde bulduğu kendine güven ve inançtı.

Başarının sırrı, kasamızda duran değil, kalbimizde ve kafamızda olanlardır. Başka yerde aramaya gerek yok.

DENEMEYİ GÖZE ALMAK

Eski zamanlarda bilge bir kral vardı. Kral maiyetinden bi­rine önemli bir görev verecekti. Çok sayıda kişi bu göreve talipti ve kral bir seçim yapmak durumundaydı. Nihayet adaylar için bir imtihan düzenledi.

Kral, adayların sarayın dış kapısının önünde toplan­malarını emretti. Kapı çok büyük ve ağırdı; tek bir kişinin bu kapıyı açıp kapatması söz konusu bile değildi. Kral maiyetine seslendi: “Kapıyı kim açabilirse görev onun­dur!” dedi.

Adaylardan bazıları “açamayız” der gibi başlarını salladılar. Peşin hükümlü olmayan diğerleri ise kapıyı daha yakından incelemek istediler; fakat neticede onlar da kapıyı açamayacaklarını belirttiler.

O sırada kralın lordlarından biri kapının yanına gitti; dikkatlice kapıyı yokladı ve sonunda bütün gücüyle ka­pıya yüklendi. Kapı ağır ağır açılmaya başladı, insanlar şaşkınlıkla bakakalmışlardı. Bu nasıl olabilirdi? Aslında durum göründüğü kadar karmaşık değildi. Kral, önceden kapının arkasına gizlice bir düzenek yaptırmıştı ve bu sa­yede kapının tek bir kişi tarafından açılabilmesi mümkün olmuştu. Kral bu sayede adaylardaki deneme isteği ve yürekliği açığa çıkarmak istiyordu.

Kral lordu yanına çağırdı ve ona şöyle dedi: “Sadece gördüklerine ve işittiklerine bağlı kalmadan kendi gücü­nü devreye soktuğun ve denemeyi göze aldığın için sa­raydaki görevi sen alacaksın.”

KİM KAZANACAK

Bir Kızılderili kabilesinde yaşlılardan biri kabilenin ço­cuklarına eğitim veriyordu. Onlara dedi ki:

“İçimde bir savaş var. Korkunç bir savaş… İki kurt arasında… Bu kurtlardan birisi korkuyu, öfkeyi, kıskanç­lığı, üzüntüyü, pişmanlığı, açgözlülüğü, kibiri, kendine acımayı, suçluluğu, küskünlüğü, aşağılık duygusunu, ya­lanları, yapmacık gururu, üstünlük taslamayı ve egoyu temsil ediyor. Diğeri ise zevki, huzuru, sevgiyi, umudu paylaşmayı, cömertliği, dinginliği, alçakgönüllülüğü, ne­zaketi, yardımseverliliği, dostluğu, anlayışı, merhameti ve inancı temsil ediyor. Aynı savaş sizin içinizde de sürüyor ve diğer tüm insanların içinde… “

Çocuklar anlatılanları anlamak için bir dakika dü­şündüler ve içlerinden biri yaşlı Kızılderili’ye sordu:

“Hangi kurt kazanacak?”

Yaşlı Kızılderili kısaca cevap verdi:

“Beslediğiniz… “

sayginnlp

Share
Published by
sayginnlp

Recent Posts

Üslup Çeşitleri ve Doğru Üslup Belirlemenin Önemi

Eğer iyi bir konuşmacı olmak istiyorsanız üslubunuzu geliştirme ve üslup çeşitleri konusuna kafa yormalısınız. Her…

4 yıl ago

Konuşmayı Nasıl Eğlenceli Hale Getirebilirsiniz?

Etkili konuşma yapabilmenin temel kurallarından birisi konuşmanızı eğlenceli hale getirmektir. Eğer dinleyicilerinizin verdiğiniz mesajı en…

4 yıl ago

Dinleyiciler Nasıl İkna Edilir?

Etkili bir konuşma yapabilmek için dinleyicileri ikna etme ve konuşmayı sonlandırma konularına fazlasıyla önem vermelisiniz.…

4 yıl ago

Yöneticiler için Zaman Yönetimi Teknikleri

Yöneticiler hem kendilerinin hem de kurumlarının başarısı için zaman yönetimi konusunda ustalaşmalıdır. Yöneticiler için zaman…

4 yıl ago

Etkili Bir Konuşmaya Nasıl Başlanmalı?

Bir konuşmanın etkili olabilmesi, konuşmaya nasıl başlandığına bağlıdır. Güzel başlamayan bir konuşma genelde güzel devam…

4 yıl ago

Etkili Bir Konuşmaya Nasıl Hazırlık Yapılır?

Etkili bir konuşma yapmak için mutlaka bir hazırlık planı yapmalısınız. Konuşmacıları birbirinden ayıran en temel…

4 yıl ago