NLP Nedir?
Her şey o gün başladı… böyle başlar büyük hikayeler. Nasıl da hoşumuza giden bu. Bir gün gelecektir ve her şey değişecektir. Dönüm noktası olacaktır. Halbuki biliriz: hiçbir şey öncesiz ve sonrasız değildir. Her şey birbiriyle ilinti içindedir. Buna “Karşıtlık ilişkisi” diyoruz. “Diyalektik Kutupluluk” diyoruz. Uzakdoğu felsefesindeki Yin Yang, sanıyor musun ki, bunlarda başka, bambaşka bir şeydir. Sıcak varsa soğuk da vardır. Gece varsa gündüz de vardır.
Unutmayalım: hiçbir şey nedensiz değildir? Hiçbir şey yalnız kendi değildir.
Dolayısıyla “ Yıl : 1970… Yer: Santa Cruz Üniversitesi…” diye başlayan hikaye de öncesiz değildir. Richard Bandler ve John Grinder’ın geliştirdikleri NLP, hiç kuşkusuz pek çok değerli bilim adamına teşekkür borçludur. Robert Dilts, Fritz Perls, Milton H. Erickson, Virginia Satir, ve niceleri (Gregory Bateson, Alfred Korzybski, Hans Vaihinger, David Gordon, Connierae, Steve Andreas, Anthony Robbins ve Noam Chomsky.) Gestalt psikolojisinden new age’e, hipnozdan aile terapisine… Geleneksel Çin felsefesinden dilbilime… ve hatta psikodramadan iletişim teknolojisine… Her şey, bir şekilde NLP’yle buluştu. Yeni kıyafetler edindi kendine. İçini temizledi. Tırnaklarını cilaladı. Teknolojinin imkanları karşısında bir seçenek olarak çıktı insanın karşısına. Derken biricik olmakla kalmadı, çoğaldı: Spritüel NLP. Bir adım diğer adımı kovaladı.
NLP Nedir? Uzun laf cambazlıkları yapmadan sözlük tanımını vermek istiyorum: NLP (Neuro Linguistic Programming), her insanda mevcut olan hatırlama, unutma, öğrenme, değerlendirme, tasvir etme, algılama, tepki verme, düzenleme, motivasyon gibi nitelikleri, belirli bir amaç doğrultusunda sistemleştiren metodolojik modellemedir. NLP, iç ve dış etkilerle “nörolojik programları” keşfeder; kişilerin deneyimlerini doğru algılayıp çözümleri; yaşam stratejilerini şekillendirirken teknik müdahalelerde bulunur. Bu müdahaleler neticesinde kişinin bedensel ve zihinsel fonksiyonlarında müspet değişimler meydana gelir. Kolay hızlı ve doğrulanabilir sonuçlara ulaşılır. Belli davranış değişiklikleri ve öğrenme sonrasından harikulade adımların atılması sağlanır. Zor insan, kötü insan, kapalı insan ayrımı olmaksızın herkesle, her yerde iletişim kurma imkanı yaratır.
Sırtını Robert dilts’e dayayanlar NLP’yi şu şekilde okudular: Epistemoloji (yani bilginin doğası ve kaynağıyla ilgilenen felsefe), metodoloji (yani işlerin nasıl yürütüleceğini, hangi kaynakların kullanılacağını, hangi biçimlere ihtiyaç duyulduğunu açımlayan yöntemler bütünü ) ve teknoloji (yani kişinin ihtiyaçlarına uygun araç ve gereçlerin yapılmasını yahut üretilmesi). Bu kutsal üçlü, ne istediğini bilen, ihtiyaçlarını doğru tespit eden kişilerin can simidine dönüştü: hayal ettiler, kaynakları buldular ve uyguladılar.
Bilhassa 80 sonrası, inanılmaz bir ilgiyle taçlandırıldı NLP: İş ilişkilerinden gönül ilişkilerine uzanan ip üzerinde ne kadar durak varsa, hepsine uğradı. Çok sayıda soyut kavram içermesi kimilerinin gözünü korkutsa da, kabul ve takdir görmesi çok sürmedi. Kişilerin en derin arzularını keşfetmeleri, yeni kapılar, yeni fırsatlar doğurdu. Yaşam koçluğu, strateji danışmanlığı, reklamcılık gibi alanlar NLP’den ziyadesiyle beslendi. Empati dahi nasibini aldı bu ilgiden.
Hayal kur! Hakikat olsun! Mümkün olduğunca kavramlara boğulmadan betimlemeye, açıklamaya çalışacağım NLP’yi. Bunun imkansızlığını bile bile yapacağım bunu. Tavsiye ediyorum: Lütfen, umutsuzluğa kapılma. Kitapta kendini kolay ele vermeyen cümlelere tesadüf ettiğinde, bıkma, usanma. Tekrar tekrar oku. Okudukça açacaktır cümleler kendini. Okudukça bahşedecektir nimetlerini. Tekrarlar da gözünü korkutmasın. Onları sevdiğin bir şarkının nakaratı olarak düşün. Nakaratların güzelliği tekrardadır. Yazımızı buraya kadar okuduysanız NLP ile ilgileniyorsunuz demektir, NLP Eğitimi tıklayarak detaylı bilgi alabilirsiniz.
Şimdi… Bir mikrodalga fırın aldığını düşün. Muhteşem bir makine… Son teknoloji. Kutusunda çıkardın. Fişe taktın. İçine ekmeğini koyup düğmesine bastın. Bir… İki… Üç… Derken boom! Ya ekmek yandı ya da makine arıza yaptı. Ama mikrodalga asıl yapması gereken işi yapmadı: ısıtmak yada pişirmek!
Her şeyi olan bir makine nasıl olur da arzulananı yapmaz? İhtiyaç duyduğu her şey var: Elektrik ve insan. Yine de üretim amacının dışına çıkabiliyor: anlamsızca bozuluyor ya da ekmeği yakıyor! Peki, soruyorum : gelen kutunun içindeki prospektüsü okumuş olsaydın, aynı manzarayla karşılaşır mıydın? Bir hayal et…
Kabul edelim ki, her insan bir mucize. Muhteşem tasarlanmış bir canlı. Özellikle de beynimiz. Bir değil, binlerce, milyonlarca mikrodalga fırın teknolojine sahip. Bu bile sönük kalır, tarifte zorlandığım düzeni.
Beyin bu! Belli bir düzen de çalışıyor. Tik tak… Elmayı almak istiyoruz, bir komut gönderiyor, gözümüzü kırpıyoruz. Bilinen komutları verdiğimizde her şey güzel. Ancak iş denenmemişe gelince, alışılmamışa gelince değişiyor. Tekliyor, sendeliyor, karıştırıyoruz her şeyi birbirine…
Şöyle düşün: her gün sütlü kahve içiyorsun. Bu senin vazgeçemedin bir alışkanlığın. Sağlak biri olarak, kahvene sütü sağ elinle katıyor, kaşığı sağ elinle tutuyor, sağ elinle karıştırıyorsun. Sütlü kahveni ağzına götürürken de sağ elini kullanıyorsun çok doğal olarak. Ağzındaki kahve bulaşığını ise yine sağ elinle siliyorsun. Yıllardır yaptığın bir şey bu. Sorun var mı? Hayır. Peki, şimdi bunu değiştirelim. Sol elinle sütü kahveye dök. Sol elinle karıştır kahveyi. Sol elinle tutu fincanı. Biraz bocalama olmadı mı?
İlk kez direksiyon başındasın diyelim. Anahtarın sokulacağı yeri biliyorsundur. Hiç kuşkusuz. Vites kutusunun yerini de keza öyle… Gaz, fren ve debriyaj pedalları hakkında da fikrin vardır. Ancak sürme konusunda bir kadar gidebilirsin? Ehliyetin olmadan sokaklarda ne kadar dolaşabilirsin? Çukura düşmen mi mucize olur, düşmemen mi?
Bu yazımızda size “NLP Nedir?” ile ilgili bilgiler sunduk. Eğer daha detaylı bilgi almak isterseniz NLP’nin Yararları yazımızı inceleyebilirsiniz.