Motivasyonun Aşamaları ve Çalışma Hayatında Motivasyon

Motivasyon, en temel anlamıyla bir konuda kişiyi harekete geçiren güç olarak tanımlanabilir. Hepimiz günlük hayat içerisinde motivasyon sorunları yaşayabiliyoruz. Motivasyonun doğasını iyi anlamak çalışma hayatında motivasyon gibi hayatımızın önemli alanlarında bizi başarıya götürecektir. Motivasyonun doğasını iyi anlamak için ilk olarak motivasyon ilkelerine göz atalım.

Motivasyon İlkeleri Nelerdir?

İhtiyaçların Motivasyon Üzerindeki Etkisi

İhtiyaçlar, motivasyonun ilk aşamasını oluşturur. Bunlar, her ne kadar insanın temel ihtiyaçlarını içeriyor olsa da ya zaman içinde kılık değiştirmiş ya da öğrenilmiş olarak yeni bir kimlikle karşımıza çıkabilir. Genelde bu ihtiyaçlarımızı üç kategoride ele alabiliriz: “biyolojik ihtiyaçlar”, “ruhsal ihtiyaçlar” ve “sosyal içerikli ihtiyaçlar”.

Biyolojik İhtiyaçlar

Susuzluk, açlık, korunma biyolojik ihtiyaçlardır.

Ruhsal İhtiyaçlar

Sevme, sevilme, başarma, otorite kurma gibi ihtiyaçlar ruhsal ihtiyaçlardandır.

Sosyal İhtiyaçlar

İlişki kurma, kendini gösterme ihtiyaçlarıysa sosyal içerikli ihtiyaçlardandır.

Motivasyon ve İhtiyaç Arasındaki İlişki

İnsanları motive etmek üzere yapılacak düzenlemeler, ihtiyaçlarla doğrudan ya da dolaylı olarak ilintili kılınmalıdır. Çünkü organizmanın herhangi bir ihtiyaç olmadan belirli bir amaç yönünde enerji üretip harekete geçmesi mümkün değildir. İhtiyaçları ele aldığımız zaman en temel ihtiyaçların fizyolojik ihtiyaçlar olduğunu görüyoruz. İnsan doğduğu anda nefes alma ihtiyacı nedeniyle soluk almaya başlar. Yeni doğan bebeğin soluk almasının ilk işaretini ağlama sesiyle anlayabiliriz. Çünkü anne karnında, yapışık olan ciğerlerine hava ilk kez dolunca verdiği acıyla ağladığını görüyoruz. Daha sonra organizmanın beslenme gereksinimi nedeniyle beslenme ihtiyacı, belirli bir ısıda yaşama ihtiyacı, uyuma ihtiyacı gibi fizyolojik ihtiyaçları sıralayabiliriz.

Motivasyon ve motivasyon aşamaları ile ilgili daha çok bilgi edinmek isterseniz sayginnlp.com/motivasyon-nedir-motivasyon-asamalari-nelerdir/ yazımızı okuyabilirsiniz.

İnsan bu ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır. Yaşamın ilk yıllarında çevre tarafından karşılanmaya çalışılan fizyolojik ihtiyaçlar, daha sonra bireyi ihtiyaçlarını kendisinin karşılaması için bazı davranışları yapmaya motive eder.

Fizyolojik ihtiyaçların yanı sıra sevme ve sevilme, diğer bir insana yakın olma (kucakta tutulma), başarma, kendini gösterme ihtiyaçları bilinçli ya da bilinçsiz olarak devreye girerek, bu ihtiyaçlarını karşılamak için insanı birçok davranışı yapmaya yöneltir.

Fizyolojik ve ruhsal ihtiyaçların yanı sıra bir topluluk içinde yaşama ihtiyacı da vardır, Bu kategoride çalışma, diğer insanlarla bir arada olma, iletişim kurma gibi birçok ihtiyacı tatmin etmek için de insan motive olur ve bu ihtiyaçlarını karşılamak üzere harekete geçer.

Dürtülerin Motivasyon Üzerindeki Etkisi

İhtiyaçlar, hangi kategoriden olursa olsun, belirdikleri anda vücuttaki kimyasal yapı değişir; organizmada bir uyanış olur ve hareketi sağlayan enerji oluşur. Böylece insan harekete hazır olma durumuna geçer. Bu harekete geçiş belirli bir hedefe yönelik olur. Şu halde dürtü, organizmayı belirli bir hedefe doğru davranmaya sevk eden itici güçtür. Organizmanın harekete geçip geçmemesi her ne kadar bu dürtünün gücüne ve derecesine bağlıysa da organizma, bu güce izin verme ya da gücü durdurma yetkisini elinde bulundurur.

Örneğin çok susayan bir insan bir su birikintisi bulduğunda o yönde hareket etmek için yeterli güce sahiptir. Fakat iradesi sayesinde suyun içilebilir olup olmadığını inceleyebilir ve uygun bulmaması halinde içmemeye karar verebilir. Başka bir deyişle arzularına ket vurabilir. Hatta meditasyon gibi yöntemlerle, bu ihtiyacın itme gücünü azaltabilir. Aynı şekilde sevilme ihtiyacı olan bir bebek kucağa alınmak için ağlar fakat yabancı birinin kucağa alması onu tatmin etmez ve memnuniyetsizliğini belirten başka davranışlarda (ağlama ya da gerilme gibi) bulunur.

Dürtüsü bebeği aşina olduklarına doğru yönlendirir. Aynı şekilde insanın iletişim kurma gibi sosyal bir ihtiyacından kaynaklanan dürtüsü vardır; ancak ilişki kurmak istemediği kişilere karşı uzak durarak bu davranışı da kendi iradesiyle kontrol eder.

İş hayatında motivasyon çok önemlidir. İş hayatında motivasyonu arttırma teknikleri yazımızı okuyarak çalışma hayatınız içerisinde motivasyonunuzu nasıl arttırabileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Davranışların Motivasyon Üzerinde Etkisi

Davranışlar belirli bir hedefe varmak üzere araç olarak kullanılır. Hedefe varılır varılmaz itici güç ortadan kalkar; rahatlama olur ve davranışlar başka bir hedefe yönelir. Davranışlarımız doğduğumuz günden itibaren içinde bulunduğumuz kültür tarafından biçimlendirilir, Bu nedenle bütün insanlar aynı güdülere sahip olup aynı hedefe ulaşmak için, aynı davranışların yapmazlar. İnsan doğduğu günden itibaren içinde bulunduğu kültürlerin (aile kültürü, sokak kültürü, eğitimle edinilen kültür, sosyal çevrenin getirdiği kültür, okuyarak öğrenilenler) etkisi altında çevresel ve içsel uyaranlara karşı o kültüre uygun davranış şekillerini öğrenir. Böylece insan davranışlarının verdiği mesaj, çevre tarafından da doğru anlaşılır.

İŞ Hayatında Motivasyonunuzu Arttırarak Başarıyı Yakalayın

Hedefe ulaşıldığında herkesin sağlayacağı doyum durumu farklıdır. Bu doyumun sınırları da yine insanın içinde büyüdüğü kültür tarafından belirlenmiştir. Doyumun, bu kültür ortamındaki öğrenme sürecinde edinilmiş olan eksiklikler ve fazlalıklarla yerleşen bazı patolojik davranışlar da söz konusu olabilir. Başka bir deyişle bütün davranışlar hedefe yönelik uygun ve doğru davranışlar olmayabilir.

Örneğin ülkemizde, yemeği bitirdiğimiz zaman bir görgü kuralı olarak çatal ve bıçağı tabağın içinde çapraz bırakırız. Bu davranışın verdiği mesaj doymuş olduğumuzu ifade eder. Hareketimiz bu öğrendiğimiz bilgi tarafından yönlendirilir. İngiltere’de, çatal ve bıçağın böyle bırakılması “Daha doymadım” mesajını verir. Ev sahibi bu durumda biraz daha servis yapmak üzere ısrar eder. O kültüre göre yemeği bitirince çatal ve bıçağı yan yana konarak bırakılması gerekir ki ev sahibi doyduğunuzu anlasın ve “Daha almaz mıydınız?” diye ısrar etmesin.

Hedeflerin Motivasyon Üzerinde Etkisi

Hedef, insanın beyninde ulaşılmasının gerekliliği algılanarak organizmada enerjinin oluşmasını sağlayan ve davranışlarını yönlendirmek üzere oluşan itici gücün nedenidir. İnsanın her davranışının arkasında bir neden ve önünde de hedef vardır. İnsan hedefsiz, rastgele hareket etmez. Hedefe ulaşamayabilir ama davranışlarını hedefe ulaşmak için düzenler

Hedefler insan için haz verici ya da acı verici olabilir ve içeriklerine göre insanın yaklaşma, doyum sağlama ya da kaçma, kurtulma eylemini gerçekleştirmesine neden olur. Bu duygular sahip olduğumuz bazı bilgi ve istek kalıplarının, beynin hedef hakkındaki işleminin bir sonucudur.

Hedefler içsel ihtiyaçlarla ya da dışsal dürtülerle belirlenir. Bazen insan isteklerine ters düşen hedeflere doğru da hareket eder. Düşünsel karar mekanizmasının şekillendirdiği hedeflere ulaşmada zorlanan insanın motivasyonu düşük olabilir.

İhtiyaç, dürtü, davranış ve hedef ilişkisi oldukça karmaşıktır. İş yaşamında bu ilişki öyle düzenlenmelidir ki, çalışanlar işlerini severek yapsınlar ve iş doyumu yaşasınlar. Çünkü motivasyon verimin ve kalitenin artırılmasında en temel faktör olarak kabul edilmektedir.

Çalışma Hayatında Motivasyonun Yeri

Çalışma yaşamında motivasyonun yerini daha iyi anlayabilmek için birbirine bağlantılı üç kavramı bilmek gerekir. Bunlar “amaç profili”, “enerji” ve “ödül” dür.

Amaç Profiline Uygunluk

İşe eleman alırken, amaçları örgütün amaçlarıyla örtüşen adaylar seçmek esastır. Belirli bir mesleği seçmiş ve bu meslekle ilgili deneyimi olsa da, kişinin işletmede o işi yapmak isteyip istememesi önemlidir. Çalışma sırasında insanların kendi amaçlarına ulaşmasının yanında örgüt amaçlarına katkıları da izlenir. İnsanın amaçlarıyla şirketin amaçları çakışırsa kişi yaptığı işle ilgili iş doyumu yaşar. Bu nedenle sabah işe giderken koca bir günün nasıl geçeceğini düşünmeye başlamaz.

Enerji Seviyesi

Kişide amaçlarını gerçekleştirmek için hedefe ulaşma isteği geliştiği an, aynı zamanda hareket için de enerji gelişir. Bu, fizyolojik yapıdaki değişim insanın hareket için karar vermesiyle başlar. Bu karar bazen bilinçli bir şekilde bazen de bilinçsizce fakat öğrenilmiş bir davranış şekli olarak ortaya konur. Şirketler çalışanlarının sahip oldukları bu enerjiyi bütünüyle ortaya koymaları için, şirket bağlılığını artırma, istekli olma gibi enerjinin oluşmasını tetikleyici yöntemler kullanırlar.

Cezbedici Ödül Sistemi

Şirket, çalışanların istekleri doğrultusunda enerjinin oluşumunu şansa bırakmaz. Hedef olarak çalışanları cezbedici bir ödül sistemi geliştirir. Böylece hem bireye özgü hedef farklılıklarını ortadan kaldırır ve hem de ortak kontrol edebileceği hedef olarak ödülü kullanır. Burada herkes için cezbedici bir ödülü bulmak gibi yönetimi ilgilendiren bir sorun ortaya çıkmaktadır.

Çalışanların amaç ve enerjileriyle, şirkette oluşturulan ödül sistemini çok iyi bağdaştırarak örgütsel amaçlara etkin bir şekilde ulaşılmaya çalışılmalıdır. Bunun için, özellikle son yüzyılda, birçok motivasyon teorisi geliştirilmiştir. Bu teorilerin bazılarının şirketlerdeki uygulamalarıyla istenen sonuçlar alınmıştır. Günümüzde bazı motivasyon teorilerinin, farklı isimler altında da olsa, aynı temel ilkelere dayanılarak uygulandığını görüyoruz.

Bu noktada uygulanmış ve halen uygulanmakta olan motivasyon teorilerini ele alarak insanın işe karşı tutumunun, üretkenliğinin nasıl değiştirilebildiğini görelim. Şüphesiz her teorinin uygulamasında, uygulandığı iş yerinin ve ülkenin kültürü, insanların eğitim düzeyleri, sektör farklılığı, teknolojik değişim gibi çeşitlilikler nedeniyle elde edilen sonuçlar birbirinden farklıdır.

Oğuz Bal

Share
Published by
Oğuz Bal

Recent Posts

Üslup Çeşitleri ve Doğru Üslup Belirlemenin Önemi

Eğer iyi bir konuşmacı olmak istiyorsanız üslubunuzu geliştirme ve üslup çeşitleri konusuna kafa yormalısınız. Her…

4 yıl ago

Konuşmayı Nasıl Eğlenceli Hale Getirebilirsiniz?

Etkili konuşma yapabilmenin temel kurallarından birisi konuşmanızı eğlenceli hale getirmektir. Eğer dinleyicilerinizin verdiğiniz mesajı en…

4 yıl ago

Dinleyiciler Nasıl İkna Edilir?

Etkili bir konuşma yapabilmek için dinleyicileri ikna etme ve konuşmayı sonlandırma konularına fazlasıyla önem vermelisiniz.…

4 yıl ago

Yöneticiler için Zaman Yönetimi Teknikleri

Yöneticiler hem kendilerinin hem de kurumlarının başarısı için zaman yönetimi konusunda ustalaşmalıdır. Yöneticiler için zaman…

4 yıl ago

Etkili Bir Konuşmaya Nasıl Başlanmalı?

Bir konuşmanın etkili olabilmesi, konuşmaya nasıl başlandığına bağlıdır. Güzel başlamayan bir konuşma genelde güzel devam…

4 yıl ago

Etkili Bir Konuşmaya Nasıl Hazırlık Yapılır?

Etkili bir konuşma yapmak için mutlaka bir hazırlık planı yapmalısınız. Konuşmacıları birbirinden ayıran en temel…

4 yıl ago