İletişimde Öğrenme Aşamaları ile Ustalaşmak

Bugüne kadar okuduğunuz bütün yazılarda okuduklarınızı yaşamınızın bir parçası haline getirmediğiniz sürece burada size aktarılanlar salt bilgi olarak kalacaktır. O an için yeni edindiğiniz bilgilerden etkilenseniz bile bir süre sonra ister istemez bunları unutursunuz. Öğrendiklerimizin ne kadarı aklımızda kaldı? Ne kadarını içselleştirebildik ve hayatımızın bir parçası haline getirebildik? Yaşamımızda olumlu değişiklikler yapmamızın yolu bilgiyi içselleştirmekten geçer. Bunun için de öncelikle öğrenme sürecinin işleyişini tanımamız gereklidir.

Neyi öğrenirsek öğrenelim öğrendiklerimizi belirli evrelerden geçerek kalıcı hale getirebiliriz. Öğrendiğimiz şey ister yabancı bir dil, ister araba kullanmak, ister bisiklete binmek, ister yüzmek olsun, dört evreden geçerek bizde kalıcı hale gelir.

  1. Bilinçsiz Yetersizlik
  2. Bilinçli Yetersizlik
  3. Bilinçli Yeterlilik
  4. Bilinçsiz Yeterlilik

Öğrenme Aşamaları

Bilinçsiz Yetersizlik

Bilinçsiz yetersizlik aşamasında henüz öğrenmek istediğimiz şeyi bilmediğimizi bile bilmeyiz. Başka bir deyişle, varlığından bile haberdar değilizdir. Deniz, göl ya da nehir görmemiş bir çocuk yüzme bilmediğini bilmez. Televizyonda bile hiç basketbol maçı görmemiş bir kişi basketbol oynamayı bilmediğini hayatında bilgisayar görmemiş biri bilgisayar kullanmayı bilmediğini bilmez. Küçük bir çocukken çevremizde Fransızca konuşan kimse yoksa biz bu dünyada Fransızca gibi bir dilin var olduğunu bile bilmeyiz; dolayısıyla Fransızca bilmediğimizi bilmeyiz. Ya da hiç araba görmediysek araba kullanmayı bilmediğimizi bilmeyiz. Gerçi günümüzde nüfusun çoğunluğu şehirlerde yaşadığı ve televizyon izlediği için büyük bir kısmımız bu sürece ikinci basamaktan, bilinçli yetersizlik basamağından başlıyoruz.

Öğrenme stillerini tanımak size iletişim de dahil olmak üzere bir çok konuda avantajlar sağlar. Öğrenme stilleri yazımıza göz atarak bu konuda çok daha fazla bilgiye ulaşabilirsiniz.

Bilinçli Yetersizlik

İkinci basamakta yetersizliğimizin bilincindeyizdir. Yani araba kullanmayı bilmediğimizi biliriz. Öğrenmeye karar verir ve bir sürücü kursuna yazılırız. Önce teorik olarak arabayı nasıl kullanacağımızı öğrenir ardından pratik yaparız. Henüz çok acemi olduğumuz bu durumda, araba kullanırken neyi nasıl yapacağımızı bilinçli bir şekilde düşünürüz.

Bilinçli Yeterlilik

Bu düzey üçüncü basamağa denk gelir: Bilinçli yeterlilik basamağı Bu noktada, sınavda başarılı olmuşuzdur; yeterli olduğumuz söylenmiştir ve bunu belgeleyen bir ehliyet de elimize tutuşturulmuştur. Ama yeterlilik belgemiz trafik korkumuzu aşmaya yetmez. Direksiyon başına geçtiğimizde bütün dikkatimizi sürme eylemine yöneltiriz. Ne arabadakilerin konuşmaların duyar, ne radyonun düğmesine uzanabiliriz. Yoğun şehir trafiği bizi ürkütür. Pratik yapmaya ara verirsek yeterlilik belgesi ceplerinde dolaşan yetersizler arasına katılırız. Bu, kendisini geliştirmeyen, sadece diplomalarına, sertifikalarına ya da unvanlarına sığınan, dolayısıyla kendisini yeterli sanan yetersizlerin de içine düştüğü bir durumdur.

Bilinçsiz Yeterlilik

Korkumuza rağmen araba kullanmaya devam edersek dördüncü aşamaya geçeriz. Bildiğimiz şeyleri bilinçlice tekrarlayarak bedenimize ezberletebiliriz. Bu noktada neyi nasıl ve neden yaptığımızın bir önemi kalmaz; bedenimiz bir anlamda otomatik pilot gibi davranır. Artık araba kullanırken sohbete katılabilir, radyonun düğmesine uzanabiliriz. (Nasıl olsa yönetim otomatik pilotta diye sakin daha fazlasını yapmaya kalkmayın.) Bu durumda bilinçsiz yeterlilik aşamasında olduğumuzu söyleyebiliriz.

Öğrenme Süreçleri ile İletişiminizi Geliştirin

Öğrenme Süreçlerine Örnekler

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Yeni tanıştığımız bir kişinin adını öğrenmek ve bunu kalıcı kılmak için bile bu evrelerden geçmemiz gerekir. Daha önce o kişinin varlığından bile haberimiz olmadığı için zaten adını bilmediğimizi bilmeyiz.

İkinci evreye, yani bilinçli yetersizlik evresine, o kişiyle karşılaştığımız ama henüz adını öğrenmediğimiz sırada geçeriz. Tanıştığımız ya da tanıştırıldığımızda ise üçüncü evreye, Bilinçli Yeterlilik düzeyine geçeriz. Daha sonra, hatta bazen sohbet sırasında bile ismi hatırlayamadığımızı fark ederiz. Çünkü üçüncü basamakta kalmış, bilinçsiz yeterlilik basamağına geçmemişizdir. İsmin hafızamızda kalıcı olabilmesi için üçüncü basamakta pratik yapmamız gerekir. Tekrar etmek ya da hatırlamamıza yardımcı olacak bir şeyle isim arasında kuracağımız bağlantı bizi dördüncü basamağa geçirir. Bu basamakta artık o kişiyi nerede ve ne zaman görürsek görelim ismini hatırlarız. Hemen hatırlayamasak bile, hafızamızı zorladığımızda zihnimizin derinliklerinde gizlenmiş ismi eninde sonunda hatırlarız.

Bir basketbolcu düşünün, oyun içinde saliselerle ifade edilebilecek bir zaman diliminde yakaladığı bir pozisyonu ancak bilinçsiz yeterlilik aşamasındaysa sayıya çevirebilir. Bu oyuncunun üçüncü aşama olan bilinçli yeterlilikte olduğunu düşünelim. Atış fırsatı yakaladığında öğrendiklerini bilinçli olarak tasarlayıp uygulayıncaya kadar fırsat çoktan kaçacaktır. Serbest atışlarda sayının kaçırılmasının nedeni de oyuncunun kaçırma endişesiyle strese girmesi ve kontrolü bedeninden bilincine aktarmasıdır.

Bilinçli Yeterlilikten Bilinçsiz Yeterliliğe Geçiş

Bilinçli yeterlilikten bilinçsiz yeterliliğe geçiş süresi, öğrenmek istediğimiz şeye bağlı olarak değişir. İyi bir sürücü olmak için birkaç aylık çalışma yeterli olabilirken, yabancı bir dili öğrenmek için daha uzun bir zamanı göze almak gerekir. Teniste ise pek çok vuruştan sadece birinde ustalaşmak için en az beş bin vuruş yapmamız lazım.

İletişimde Bilinçli Yeterliliğe Ulaşmak

Bu bilgilerin iletişim gibi bir konuyla ne ilgisi olduğunu mu düşünüyorsunuz? Bu hayatı doğduğumuz andan itibaren her an yeni bir şeyler öğrenerek yaşıyoruz. Her öğrendiğimiz yeni şeyi de bu dört evreden geçerek özümsüyoruz. Kendimizle ve başkalarıyla nasıl iletişim kuracağımızı öğrenirken de bu evrelerden geçeceğiz. Ama iletişim öyle ya da böyle hepimizin bir şekilde fikir sahibi olduğu bir konudur, Bu yüzden de öğrenme sürecinin hangi basamağında olduğumuzun ya da takılıp kaldığımızın genellikle farkında bile değilizdir. Bu noktada kişinin, “cepten yemekte” ısrarlı olmasının; bugüne kadar öğrendiklerimle idare ederim demesinin, bindiği dalı kesmekten hiçbir farkı olmayacaktır. Evet, öğrenmek zorundayız; daha verimli, daha mutlu, daha “gerçek” bireyler olmak için sağlıklı iletişim kurmayı öğrenmek ve öğrendiklerimizi hayata geçirmek zorundayız.

İletişim hayatımızın her alanında kilit öneme sahiptir. Etkili iletişim becerileri üzerine bir eğitim almak size iletişim becerilerinizi geliştirmek adına çok sayıda fayda sağlayabilir. Eğer isterseniz sayginnlp.com/etkili-iletisim-becerileri-egitimi/ içeriğimize göz atabilir ve daha detaylı bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Şu anda bu yazının başındasınız, yazının tamamını okuduğunuzda iletişimde bilinçli yeterlilik düzeyinde olacaksınız. Öğrendiklerinizi hayata geçirmek için gerekli çabayı göstermezseniz, cebinde yeterlilik belgesiyle dolaşan yetersiz kişilerden farkınız olmaz.

Birçok şeyi öğrenmek için özel bir zaman ayırmak zorundayızdır ama burada öğrendiklerinizi bilinçsiz yeterlilik düzeyine yükseltmek için böyle özel bir vakte ihtiyacınız olmayacak; iletişim konusunda bilinçsiz yeterlilik düzeyine varmanın tek yolu gündelik yaşamınızı sürdürürken pratik yapmaktır. Tıpkı sürücü ehliyetinizi aldıktan sonra usta bir sürücü olmanın tek yolunun her gün pratik yapmaktan geçtiği gibi. Amacınız işinize gitmekse, bunu dolmuş, otobüs vb. başka vasıtayla da yapabilirsiniz ama bu durumda hem sürücülüğünüzü geliştirme fırsatını kaçırmış, hem de hayatınızı zorlaştırmış olursunuz. Kendi arabanızla (tabii varsa) gitmeniz hayatınızı kolaylaştırdığı gibi, usta bir sürücü olmaya da yol almanızı sağlar.

Öğrendiklerinizi bilinçsiz yeterlilik düzeyine yükseltmeniz, başka bir deyişle kalıcı hale getirmeniz için yapmanız gereken, sadece dikkatinizi yaptığınız şeye (o her ne ise) yöneltmektir. Bir süre sonra özel bir dikkat göstermenize de gerek kalmaz çünkü öğrendiklerinizi otomatik olarak yapmaya başlarsınız. Bilinçsiz yeterlilik düzeyinde öğrendiklerimiz kalıcıdır. Bir kere yüzmeyi öğrendikten (bilinçsiz yeterlilik düzeyine sıçrattıktan) sonra on sene de yüzmeseniz yüzmeyi unutmazsınız.

İletişim becerileri eğitimleri içerisinde katılımcıları öğrenme süreciyle ilgili bilgilendirir ve eğitimde öğrendiklerini uygulamaları için uyarırız. Uygulayanlar yaşamlarında inanılmaz değişiklikler yaratırken uygulamayanlar bir süre sonra eski yaşamlarına geri dönerler.

Oğuz Bal

Share
Published by
Oğuz Bal

Recent Posts

Üslup Çeşitleri ve Doğru Üslup Belirlemenin Önemi

Eğer iyi bir konuşmacı olmak istiyorsanız üslubunuzu geliştirme ve üslup çeşitleri konusuna kafa yormalısınız. Her…

4 yıl ago

Konuşmayı Nasıl Eğlenceli Hale Getirebilirsiniz?

Etkili konuşma yapabilmenin temel kurallarından birisi konuşmanızı eğlenceli hale getirmektir. Eğer dinleyicilerinizin verdiğiniz mesajı en…

4 yıl ago

Dinleyiciler Nasıl İkna Edilir?

Etkili bir konuşma yapabilmek için dinleyicileri ikna etme ve konuşmayı sonlandırma konularına fazlasıyla önem vermelisiniz.…

4 yıl ago

Yöneticiler için Zaman Yönetimi Teknikleri

Yöneticiler hem kendilerinin hem de kurumlarının başarısı için zaman yönetimi konusunda ustalaşmalıdır. Yöneticiler için zaman…

4 yıl ago

Etkili Bir Konuşmaya Nasıl Başlanmalı?

Bir konuşmanın etkili olabilmesi, konuşmaya nasıl başlandığına bağlıdır. Güzel başlamayan bir konuşma genelde güzel devam…

4 yıl ago

Etkili Bir Konuşmaya Nasıl Hazırlık Yapılır?

Etkili bir konuşma yapmak için mutlaka bir hazırlık planı yapmalısınız. Konuşmacıları birbirinden ayıran en temel…

4 yıl ago