Okuma hızını arttırmak her yaşta birey için farklı avantajlar sağlamaktadır. Hızlı okuma becerileri gerek sınava hazırlanan öğrencilerde, gerek akademik kariyer yapan üniversite öğrencilerinde, gerek iş hayatı içerisindeki profesyonellerde ve gerekse kendini geliştirmek isteyen bireylerde ciddi katkılar sağlamaktadır. Hızlı okuma eğitimi ve faydaları konusuna değinmeden önce hızlı okumanın tarihçesine göz atalım.
Hızlı okuma 20. Yy’dan itibaren, okuyucuların normal okuma hızıyla takip etmeleri imkansız olan bir yayın patlamasıyla karşı karşıya kalmaları sonunda ortaya çıktı. Okunması gereken yayınların farklık arz etmesi ve artması bilgiyi takip etme açısından insanlığı hızlı okumaya itmiştir.
Hızlı okumanın hayatla ve insan yapısıyla doğrudan ilgisi vardır. Dolayısıyla hızlı okuma teknikleri çalışmalarının oluşması ve gelişmesi de buna bağlı olarak hız kazanmıştır. Kaynaklara genel olarak baktığınız zaman somut bir tarih yoktur. Belki de okuma ve yazmanın doğduğu tarihten bu yana bu teknikler bilinçli veya bilinçsiz olarak kullanılıyordu. Ancak bilinen ve kayda geçen bilgiler daha çok 1950’lı yıllara dayanmaktadır.
İkinci Dünya Savaşı bütün şiddetiyle devam ediyordu. Savaşan devletler birbirine acımasızca bomba yağdırıyordu. Hele hele İngiliz ve Alman savaş uçakların o kadar şiddetli savaşıyordu ki, artık her iki tarafın uçakları birbirine girmeye başlamıştır. Alman hava kuvvetlerinin uçakları Londra’yı bombardımana tutmuştu.
Ancak zamanla İngiliz semalarında Alman ve İngiliz uçakları birbirine karıştı. Londra kulelerinde bekleyen gözcü birlikler gelen uçakların ancak üzerindeki işaretlere bakarak dost veya düşman uçağı olup olmadığını belirleyebiliyorlardı. Duruma göre halka ve yetkililere haber vererek tedbir alınmasını sağlıyorlardı. Fakat uçakların işaretlerini ve kime ait olduğunu belirlemekte geciken gözcüler haber veremeyince halk bombardırmana yakalanıyordu.
Yine o yıllarda İngilizler, Ohio Üniversitesinden Dr. Renshaw’in geliştirmiş olduğu “TASİTOSKOP (Tachistoscobe)” adlı cihazı kullanmaya başladı. Bu alet sayesinde gözün birim zamanda göme çevikliği arttı ve gelişti.
Dost ve düşman uçaklarının oldukça büyük resimlerini çok kısa aralıklarla oynatmaya başladılar; bir süre sonra resimlerin boyutlarının ve aralıklarını düşürdüler. Şaşırtıcı bir biçimde gördüler ki ortalama bir insan saniyenin beş yüzde biri kadar sürede ekran üzerinde beliren nokta büyüklüğündeki çeşitli uçak görüntülerini dahi görebiliyorlardı.
Bu derece yüksek hızda bile göz işlevlerini yerine getirebiliyorsa okuma hızı köklü bir biçimde artırılabilirdi. Böylece bu alanda edinilen bilgiler hızlı okuma alanına aktarıldı. Aynı yöntem kullanılarak önce ekran üzerinde görüntü itibariyle bir harf birkaç saniye boyunca beliriyor daha sonra hem harf sayısı artıyor hem de görüntü süresi kısaltılıyordu sonunda, saniyenin beş yüz de biri kadar bir sürede ekran üzerinde önce 1 kelime sonra 2 kelime daha sonra aynı süre içerisinde 3-4 kelime görülmesine rağmen, kişiler bunları bile okuyabiliyorlardı. Bu yöntemden yola çıkılarak geliştirilen egzersizler sayesinde hızlı okuma eğitimine katılan katılımcıların okuma hızlarında ciddi artışlar gözlemliyoruz.
Gelişen bilimsel çalışmalarla artık bilinen bir kelimeyi saniyenin yüzde biri hızla tanıyabiliyor ve anlıyor. Eğer motivasyon o anda tam ise kelime silik olsa bile göz bunu fark ediyor. Son yıllardaki gelişmeler de gösteriyor ki şayet okurken ilk önce sağ beyin devreye girerse ve daha sonra sol beyinle okuma gerçekleştirilirse okuma hızı daha da artıyor. Çünkü görüntülerin hayal edilmesi okumadan daha hızlı olabiliyor.
Anlayarak hızlı okuma kursu alarak siz de okuma hızınızı arttırabilir ve daha verimli bir okuyucu olabilirsiniz. Hem sınavlarda zaman kazanmak hem de kısa zamanda daha çok kitap okuyabilmek için hızlı okuma eğitimi size fayda sağlayabilir.
Zaman ilerledikçe bilimsel buluşlar da gelişiyordu. Uzmanlar zamanla fark ettiler ki gözümüz bilinenden çok daha öte geniş bir alanı görebiliyor. Yani o asla at gözlüğüne mahkum edilemezdi. Bu bilgiler sinema teknolojisine paralel olarak gelişti. Sinema perdeleri ilk önceleri çok küçük tasarlanmıştı. Bunun nedeni gözün bir alana bakarak ve başımızı çevirmeden geniş bir alanı göremeyeceği inancıydı. 1950’de tecrübeli psikoloji uzmanları “algılama eşiği” deneylerinden ortaya çıkardıkları göz ucuyla da görme gerçeğini keşfettiler. Tabii Hollywood bu gelişmeleri takibe aldı ve sinema perdesini bugünkü büyüklüğüne çıkardı.
Eğer iyi bir konuşmacı olmak istiyorsanız üslubunuzu geliştirme ve üslup çeşitleri konusuna kafa yormalısınız. Her…
Etkili konuşma yapabilmenin temel kurallarından birisi konuşmanızı eğlenceli hale getirmektir. Eğer dinleyicilerinizin verdiğiniz mesajı en…
Etkili bir konuşma yapabilmek için dinleyicileri ikna etme ve konuşmayı sonlandırma konularına fazlasıyla önem vermelisiniz.…
Yöneticiler hem kendilerinin hem de kurumlarının başarısı için zaman yönetimi konusunda ustalaşmalıdır. Yöneticiler için zaman…
Bir konuşmanın etkili olabilmesi, konuşmaya nasıl başlandığına bağlıdır. Güzel başlamayan bir konuşma genelde güzel devam…
Etkili bir konuşma yapmak için mutlaka bir hazırlık planı yapmalısınız. Konuşmacıları birbirinden ayıran en temel…