Etkili Bir Konuşma için Dinleyicileri Memnun Edebilmek

Her konuşmacı dinleyicileri memnun edebilmek ister. Aslına bakarsanız bir konuşmacının başarısı, konuşmadan çıkan dinleyicilerin memnuniyetine bir ölçüde bağlıdır. Bu yazımızda dinleyicileri memnun edebilmek için konuşmacının takınması gereken tavırlar ve püf noktalarından bahsedeceğiz. Keyifli okumalar.

Dinleyicileri Memnun Edebilmek Zor mu?

Her genç konuşmacı, dinleyicilerini sıkıcı bulur ve onların kendini eleştireceklerini zanneder. Dinleyicileri sanki düşmanıymış gibi görür, sıkılır, korkar. Fakat dinleyicilerin ilgisini çekmenin çok kolay olduğu bilinen bir gerçektir. Çünkü bizzat dinleyicilerin kendileri ilgilenmek isterler, dayanılmayacak kadar yorucu, acemi bir konuşmacıyı saatlerce sabırla dinleyen halk, elbette konuya ilgi duyduğu için gelmiştir. Eğer o konuşmacı bu zaman dilimi içerisinde bir tek iyi ve anlamlı cümle söylese ona bile alkışlar ve memnun evine döner.

İnsanlar iyi konuşmaları severler. Çünkü bir konuşma onlar üzerinde çok büyük etki yapar. İyi bir konuşmacıyı ise göklere çıkarırlar. Birçok ülkenin devlet adamları çoğunlukla öyle kimselerdir ki, halkın ilgisini ve dikkatlerini yalnız iyi ve güzel söz söyleyerek çekmişlerdir.

Dinleyicileri memnun etmek isteyen bir konuşmacı ilk olarak topluluk önünde rahat konuşabilme konusunda kendisini geliştirmelidir. Topluluk önünde konuşma heyecanını yenme yazımızı okuyarak bu konuda kendinize yatırım yapabilirsiniz.

Konuşmacıların Sıklıkla Yaptıkları Hatalar

Konuşmacılar, dinleyicileri memnun etmek niyetiyle bazı sözler söyler ve tavırlar takınırlar. Ancak tamamen iyi niyetle girilen bu çabaların büyük kısmı dinleyiciler üzerinde olumsuz etkilerde bulunurlar. Şimdi gelin konuşmacıların yaptıkları bu hataları birlikte inceleyelim.

Dinleyicilerden Özür Dilemek

Dinleyicilerinizden hiçbir zaman özür dilemeyin. Hiç bir zaman kendi kendinizi küçük görerek, lüzumsuz bir alçakgönüllülükle söze başlamayınız. Sakın “Sayın dinleyicilerim! Sizi sözlerimle uzun müddet sıkmayacağım” veya “sözlerimi sonuna kadar sabırla dinleyeceğinizi ümit ederim” gibi, yahut da buna benzer cümleler söylemeyiniz.

“Hazırlıklı Değilim” Demek

Sakın “Hazırlıklı değilim” diye söze başlamayın. Hatta gerçekten hazırlıksız olduğunuz zamanlarda bile. Çünkü hazırlıksız olarak söz söylemeye kimsenin hakkı yoktur. Kesin olan bir şey varsa o da daima hazırlıksız söyleniyormuş süsü verilen konuşmaların bile, önceden çok dikkatle ve çok çalışılarak hazırlandığıdır. Halkın sizi daima zevkle dinlediğini ummalısınız ve bunu gayet doğal bulmalısınız.

Dinleyicileri Eleştirmen Olarak Görmek

Hemen her konuşmacı başlangıçta dinleyicilerden korkar. Gelenlerin; orada bulunup dinlemekten zevk duyan bir grup olduğunu unutur. Dinleyiciler çok kolay memnun oldukları gibi hiçbir zaman da eleştirmen değildirler. Halk; konuşmacıyı tiyatroda yeni bir piyes seyreden tiyatro eleştirmeni gözüyle görmez. Aksine kukla seyreden bir çocuk gibi ona bakar. Aslında, dinleyiciler çoğunlukla her konuşmacıyı büyük ve iyi görme eğilimindedir.

Halk; konuşmacıyı, anlamadığı konular anlatsa bile, saygıyla dinler. Hatta bazen saçma ve anlamsız fikirler ortaya atan konuşmacıyı bile sözlerini kesmeden sonuna kadar dinler. Çünkü konuşmacının bakış açısını açıkça ifade edebilmesi için ona mümkün olduğu kadar meydan vermek gerektiğini düşünür.

Görüyorsunuz ya! Halkın sizi nasıl karşılayacağından korkup da sinirlenmeniz için hiçbir sebep yok. Aksine halk genelde konuşmacıyı layık olduğundan daha iyi karşılar ve biraz iyi ve anlamlı söz söylemişse ondan memnun bile kalır. Konuşmacı konuşmasıyla bir şey öğretmeyip de sadece güzel konuşarak dinleyicilerinin dikkatlerini toplasa bile yeterlidir. Onlar bundan da zevk duyarlar.

Ses Tonu ve Anlatıma Önem Vermemek

Birçok kimse konuşurken tereddütlüdür, Birçokları da Kelimeler arasında uzun uzun durur ve “Iıı Ee” gibi Sesler çıkarır. Başkaları da “Hım” gibi anlamsız heceler kullanırlar. Bazı kimseler söz söylemeye alışmadan önce kısık seslidirler. Bazıları da çok çabuk konuşurlar. Birçokları söz söylerken biçimsiz ve yakışıksız dururlar, diğerleri de yeterince yüksek sesle konuşamazlar. Fakat bütün bu hataların önemi yoktur. Günkü bunlar, zannedildiği gibi, düzeltilmesi güç hatalardan değildir. Bunlar hiçbir zaman bir şahsiyetin kökleşmiş, temelli hataları olamaz. Bu kusurlar sadece tecrübesizliğin ve dikkatsizliğin doğurduğu birtakım yüzeysel hatalardır.

Hemen her büyük konuşmacının önceleri böyle ufak tefek bazı kusurları olmuştur. Fakat bu kitabın gösterdiği yoldan giderseniz bu gibi hatalarınızı yavaş yavaş düzeltecek ve kendinize hakim olacaksınız. Söz söyleme konusundaki bilgi ve tecrübeniz ilerledikçe hatalar kendiliğinden kaybolacaktır.

İlerleme Yeteneğinden Şüphe Duymak

Sunu biliniz ki, başkasının sizdeki kadar bir yetenekle başardığı bir işi siz de onun kadar başarabilirsiniz. İyi söz söyleyebilmek hiçbir zaman mucize değildir. Bu, öğrenilebilir ve öğrenilmelidir. Siz şimdiye kadar bu konuyu yalnız dinleyiciler gözüyle gördünüz. Şimdi bu günden itibaren yerinizi değiştiriniz, kendinize başka bir bakış açısı bulunuz. Artık bu günden itibaren hem dinleyici, hem konuşmacı olunuz. Şimdi dinleyenlere nasıl söz söyleyeceğinizi ve onlara nasıl hakim olacağınızı öğreneceksiniz.

Geçmişte yaşadığınız başarısızlıkların önemi yoktur. Elbette böyle birkaç olay yaşadınız. Hemen her konuşmacı böyle bir başarısızlık yaşamıştır. Onları tamamen unutunuz. Bunun yerine son on sene içinde hiç bilmediğiniz ve yapamadığınız ne çok şey öğrendiğinizi düşününüz. Şu halde başarılı bir konuşmacı olmayı niçin öğrenemeyeceksiniz ki? Halkın önünde söz söylemek için alışkanlık ve deneyim gerekir.

Bu kendi kendine, içgüdüyle olmaz. Bu bir sanattır ve bunu öğrenmek mümkündür. Onun için hemen bunu öğrenmeye Karar veriniz ve öncelikle iyi bir konuşmacı olamayacağınız hakkındaki sabit fikrinizi kökünden değiştiriniz.