Erteleme alışkanlığı hayatımızda birçok noktada özellikle de başarılı olma konusunda bizi son derece olumsuz bir şekilde etkiler. Erteleme aynı zamanda dikkat eksikliği ya da dağınıklığı gibi sorunlara da yol açabiliyor. Dikkat dağınıklığı problemlerine kadar bir çok olumsuz duruma yol açabilen erteleme alışkanlığının etkilerine gelin birlikte bakalım.
Dikkat dağınıklığına yol açan en önemli etkenlerden biri, işini vaktinde yapmayarak, bir başka zamana ertelemektir. Erteleme alışkanlığından kurtularak, işlerini vaktinde yapan birey, dikkat dağınıklığına neden olan, birikmiş iş baskısını azaltmış olur. İşleri yarına bırakmak, o anda rahatlık sağlıyor gibi görünse de, gerçekte daha büyük problemlere yol açmaktadır.
Yaşam kalitenizi artırmak istiyorsanız, erteleme davranışına yol açan yaklaşımlarınızı, davranışlarınızı fark etmeli ve onlarla mücadele etmelisiniz. Bir işi ağırdan alıyorsanız, bunu kabul edin. İşlerinizi ağırdan alıyorsanız, öncelikle bu davranışınızı kabul etmelisiniz. Bu bir alışkanlıktır. İnsanlar bu alışkanlıklarını korumak amacıyla, kendilerini haklı çıkarmak için, her türlü bahaneye başvurmaktadırlar. Bahane bulmakta hiçbir sinir tanımayan insanların, ortak bir özellik vardır. Bu özellik, duygusal açıdan sorunlu olmalarıdır.
İşleri ertelemenin ve mazeret üretmenin üç ana nedeni vardır. Bunlar;
Şeklinde sıralanabilir. Hayal kırıklığı yaşamama düşüncesi, erteleme davranışı göstermenin başlıca nedenlerinden biridir. Bireyler, bazen kendilerine karşı haksızlık yapıldığını düşünürler ve kendilerine haksızlık yapan kişileri cezalandırma yolu olarak, işleri ertelemeyi tercih edebilirler.
İnsanlar, tedirginlik duygusuna kapıldıklarında, işleri erteleyebilmektedirler. Tedirginlik duygusu; kişinin, yaptığı iş sonuçlandığında, mutlaka bir tehlikeyle karşılaşacağına ve bunun felaket olacağına inanması neticesinde ortaya çıkar.
Kişi, algıladığı tehditlerin ortaya çıkması durumunda, onlarla başa çıkabilme yeterliliğine sahip olmadığın düşünmektedir. Bu nedenle tehditle karşılaşmamak için, geri çekilerek kendisini korumaya almaktadır. Tehditle karşı karşıya kalmaktan kaçınmak, kısa süreli bir çözüm olabilir. Kaçınma davranışı, tedirginliğe sebep olan tehditle başa çıkmaya fayda sağlamaz. Aksine sorunun devam etmesine katkıda bulunur.
Tedirginlik ve yetersizlik duyguları, “Tüm işlerimi en mükemmel şekilde yerine getirmeliyim. Herkesin sevgisini ve takdirini kazanmalıyım. Bunu gerçekleştiremezsem değersiz bir insan olurum. Bu bir felaket olur” şeklindeki mantıksız telkinlerden kaynaklanır.
Birey, mükemmel iş çıkaramadığı takdirde yaşayacağı, yetersizlik duygusundan kaynaklanan rahatsızlıktan kaçınmak için, işleri erteleme yolunu seçebilmektedirler. Bu bir yanılgıdır. Her zaman herkesi memnun etmek, her zaman mükemmel iş çıkarmak oldukça zor bir iştir. En iyi olmakta ısrar ederek, geleceği denetim altında tutamayız. Bu ısrarımız mutsuzluğa davetiye çıkarabileceğinden, elimizden gelenin en iyisini yapmaya ve bunu yaparken de keyif almaya çalışmalıyız.
Başarısızlık sadece bir sonuçtur. Aynı zamanda öğreticidir. En mükemmeli gerçekleştiremediğimizde, değersiz bir insan olacağımız düşüncesi mantıksızdır. Sadece bir işte mükemmel olmamamız, diğer işlerde de mükemmel olmadığımızın/olamayacağımızın göstergesi olamaz, olmamalıdır. Yaptığınız işi başkalarının onayını almak ya da saygısını kazanmak için yapmayın. Kendinizi değil, performansınızı değerlendirin. Yaptığınız işleri keyif alarak yaparsanız erteleme alışkanlığını yenmek sizin için daha kolay olur..
Başkaldırma isteğinden kaynaklanan erteleme davranışı, aynı işte çalıştığınız insanlara kızarak, onları cezalandırma isteğinizden kaynaklanmaktadır. Ergenlik dönemindeki gençler; okulu asarak, düşük notlar alarak ya da ders çalışmayı erteleyerek, özgürlüklerini sınırladıklarını düşündükleri ebeveynlerini cezalandırmaya kalkışabilmektedirler.
Hayal kırıklığına karşı hoşgörü azlığı, “Gelecekte kazançlı olacağım diye bugün acı çekemem” felsefesinden kaynaklanmaktadır. Bu düşüncede olanlar; hayatın sıkıntılardan arınmanın sadece keyif alınacak şekilde düzenlenmiş olmasını arzulamakta, bunun olmaması durumunu ise katlanılamaz durum olarak görmektedirler.
Bazı bireyler, işleri ertelemek için; “Havamda olayım öyle yapacağım, canım şimdi istemiyor, yarın yaparım” gibi mazeretler üretmektedirler. Kendine “sözde işler” bulmak da erteleme davranışına sebep olmaktadır. Aynı anda iki işi yapamadığınız için, acil olmadığı halde sizi rahatsız etmeyen bir işi yaparsınız. O anda yapmanız gereken ama sizi rahatsız eden işi yapmazsınız. işi ertelediğinizi de düşünmezsiniz. Hatta sözde işinizin yapmanız gereken işten daha önemli olduğuna bile ikna olabilirsiniz.
Yerine getirmeniz gereken işleri yapmaktan kaçınmanıza, düşünme biçiminiz kaynaklık eder. Hayatın içinde sadece keyif olması gerektiği ve bunun ona başkaları tarafından sağlanması gerektiği düşüncesinde olanlar, iş yapma sorumluluğunu üstlenmezler. Tüm yaşamlarını “bugün rahat edeyim” düşüncesi üzerine kurarlar. Bazıları da yaptıkları işin kendilerini var ya da yok edeceğini düşünürler.
Ertelemekten kurtulmak için öncelikle bu algılama biçiminin sorgulanarak değiştirilmesiyle başlar. Mantıksız inançlarınızı sorgulayın. Gerekirse bunu yapmak için, başkalarından yardım alın. Olumsuz davranışlarınızı besleyen “olmalı” ya da “zorunlu” seklinde ifade ettiğiniz düşüncelerinizle mücadele edin. Rahatsızlık veren islerin üstesinden gelebileceğinizi, onlara katlanabileceğinizi sıkça tekrarlayarak, kendinizi ikna edebilirsiniz.
Yapacağınız işleri, bir bütün olarak tek seferde halletmek yerine, parçalara bölerek, farklı zamanlarda yapmak suretiyle de, erteleme alışkanlığından kurtulabilirsiniz. İşi parçalara böldüğünüz ve bir anda sadece küçük bir parçaya odaklandığınız için, o işi yerine getirebilirsiniz. İşin kalan kısmı da gözünüze büyük görünmeyecektir.
Beş dakikalık planlar yaparak da erteleme davranışınızı değiştirebilirsiniz. Bir işi yapmak için beş dakikanızı ayırırsınız. Beş dakika sonrasında çalışmaya devam edip etmeyeceğinizi sorgularsınız. Sonra bir beş dakika daha çalışmak için kendinizle anlaşma yaparsınız. Beş dakika çalışınca bir beş dakika daha çalışırsınız. Sonra bir beş dakika daha…
Bir işin karmaşık olması durumunda; “Bu çok zor! Bu kadar zor olmamalı!” tarzında ifadeler kullanırsanız, işi olduğundan daha da zorlaştırırsınız. Karmaşık bir işi yaparken rahat etmeniz gerekmez. İşin başında kendinizi rahatsız hissetmeniz doğal. O işi yaparak tecrübe kazandıkça, kendinizi daha rahat hissedeceksiniz. Zor veya karmaşık işe başlamadan önce rahat etmeyi beklerseniz, o işi asla yapamazsınız.
Bir işe başlamadan önce sonuçların garanti altına almaya çalışmak, akıllıca bir davranış değildir. Bir işi yapmaya başlamadan, o işi başarıp başaramayacağınızdan emin olamazsınız. Bir işi yapabileceğinizden emin olmanız, sonuçları denetim altına alabilmeniz için, o işi yapmaya başlamalısınız.
Bunun çalışmanın dışında başka bir yolu yok. “Denetim altında bulundurmalıyım” inancına sahipseniz, çevresel şartları da kontrol altında bulundurmanız gerektiğini ve bunun da mümkün olmadığını biliyorsunuzdur. İşiniz yapmak için kendinizi zorlayın. Bunu yaparsanız erteleme alışkanlığınızı azaltabilirsiniz.
Bir işi yapmak için, mutlaka son dakikayı beklemeniz, Süre baskısını hissetmeniz gerekmez. İşlerinizi hep son dakikada yapıyorsanız, son dakika geldiğinde; “Artık bu işi yapmanın zamanı geldi. Bu işi bitirmeliyim.” seklinde düşünüyorsunuzdur. Sizin işi bitirmeniz, son dakika baskısı sebebiyle değildir.
Son dakika geldiğinde söylediğiniz, “bu işi bitirmeliyim” düşüncenizden kaynaklanmaktadır. Son dakikadan daha önceki bir zamanda da “bu işi bitirmeliyim” düşüncesinde olursanız, işinizi ertelemeden yaparsınız.
Bazı kişiler, işlerini yerine getirmekten kaçınmanın bir yolu olarak, işlerini başkalarına yaptırırlar. Bu kişiler, işleri yapılmış olsa bile, problemleriyle yüzleşmemiş oldukların için, durumun kendilerine kazandıracağı becerileri kazanamazlar. Kısa vadede kazancı gibi görünseler de, uzun vadede sürekli rahatsızlık hissedeceklerdir.
İşleri ertelemeyerek zamanında bitirdiğinizde, elde edeceğiniz iyi şeyleri ve işi ertelediğinizde, başınıza gelecek mutsuz olayları listeleyin. Böylece harekete geçmenizi engelleyen olumsuz düşünceleri ortadan kaldıracak, pozitif enerjinizi harekete geçirebileceksiniz. Sonuçlarla bağlantı kurmanız, kısa süreli hazlara takılıp kalmanızı frenleyecektir. Alışkanlıklarınız üzerinde denetim sağlamanız ve uzun vadeli hazlar yaşamanız mümkün olacaktır.
Önceliklerinizin bir listesini tutun. Günün ilk saatlerini, en önemli işlerinizi yapmaya ayırın. Böylece zamanınızı en verimli şekilde kullanmış olursunuz. Unutmamanız gereken işleri yazacağınız bir dosya oluşturun. Önceden belirli olan önemli işlerinizi, bu dosyaya kaydedin.
Erteleme davranışını değiştirmek için, kendi idare stratejilerinizi de kullanabilirsiniz. Bir işi bitirdiğinizde, ödül olarak sevdiğiniz bir aktiviteyi yaparsınız. Bir işi ertelediğinizde de hem ödülden mahrum kalırsınız, hem de sevmediğiniz, rahatsız olduğunuz bir şeyle kendinizi cezalandırırsınız.
Eğer iyi bir konuşmacı olmak istiyorsanız üslubunuzu geliştirme ve üslup çeşitleri konusuna kafa yormalısınız. Her…
Etkili konuşma yapabilmenin temel kurallarından birisi konuşmanızı eğlenceli hale getirmektir. Eğer dinleyicilerinizin verdiğiniz mesajı en…
Etkili bir konuşma yapabilmek için dinleyicileri ikna etme ve konuşmayı sonlandırma konularına fazlasıyla önem vermelisiniz.…
Yöneticiler hem kendilerinin hem de kurumlarının başarısı için zaman yönetimi konusunda ustalaşmalıdır. Yöneticiler için zaman…
Bir konuşmanın etkili olabilmesi, konuşmaya nasıl başlandığına bağlıdır. Güzel başlamayan bir konuşma genelde güzel devam…
Etkili bir konuşma yapmak için mutlaka bir hazırlık planı yapmalısınız. Konuşmacıları birbirinden ayıran en temel…