Ders çalışırken dikkati arttırmak ve dikkat dağınıklığını önlemek hemen her öğrencinin ihtiyacı olan konulardır. Özellikle verimli ders çalışma alışkanlığı kazanmak için öğrencinin dikkatini dağıtan durumların farkında olması ve derse daha iyi konsantre olabilmek için sistemli (planlı) ders çalışma, hedef belirleme, çalışmada çeşitliliği sağlama gibi belirli püf noktalarına dikkat etmesi gerekir. Bu yazımızda ders çalışma verimliliğini arttırmak üzere son derece önemli olan bu noktalardan bahsedeceğiz.
Dikkati konu üstünde toplama, kendi başına kazanılacak bir alışkanlık değildir. Bu, aynı zamanda, birçok alışkanlığın kazanılmış olmasını gerektirir. Bu alışkanlıklardan birisi de planlı çalışmadır. Planlı çalışma, dikkatin konuya toplanmasına yardımcı olan bir alışkanlıktır. Planlı çalışma yoluyla öğrenci konuya kendisini daha kolayca verdiği gibi, dikkat dağınıklığı da önlenerek çalışmada etkililik süresi artırılır.
Sistemli çalışmada, çalışma planları hazırlanırken, dikkatin konu üzerine kolayca toplanmasına yardımcı olabilecek noktaların göz önünde bulundurulması gerekir. Bunun için öğrencinin, ders çalışmayı her zaman günün ayni saatlerinde ve aynı yerde sürdürmesi; çalışma saatlerini arkadaşlarının sokakta oynadıkları saatlere denk getirmemesi ve çalışılacak aynı tür konular arasına farklı özellikteki konuları koyması, çalışmada dikkat için zorunlu gereklerdir. Belirtilen özellikler dikkate alınarak hazırlanacak çalışma planlarının uygulanması öğrenciyi çalışma için güdülemeye, güdüleme de dikkatin toplanmasına yardımcı olacaktır.
Ders çalışırken dikkat ve konsantrasyonu arttırmak öğrencinin akademik başarısını bire bir etkileyen bir konudur. Konu ile ilgili daha fazla bilgi almak için sayginnlp.com/ders-calisirken-dikkat-ve-konsantrasyonu-artirmak/ yazımızı okuyabilirsiniz.
Uzun süreli olarak, tek düze biçimde sürdürülen bir çalışma, öğrencinin kendisini konuya vermesini güçleştirir ve onda çalışmaya ve konuya karşı genel bir isteksizlik yaratır. Oysa, dersin değişik yöntem ve teknikler uygulanarak çalışılması, dikkatin dağılmasını önler; anlama ve kavramayı kolaylaştırır. Bu nedenle, çalışırken, olabildiğince çeşitli çalışma yöntemleri (okuma, yazma, vb.) kullanılabilmelidir.
Kağıt ve kalem, çalışma etkinliğindeki çeşitlilik içinde bazı durumlarda dikkati toplamaya yarayan en büyük iki yardımcıdır. Bir konuya yazılı bir karşılık düşünürken, ana konudan ne ölçüde uzak ya da ne ölçüde önemsiz olursa olsun, bütün düşünülenleri kağıda aktarmak gerekir. Böylece ilk anda olmasa da zamanla düşünceler belirli bir biçim kazanacaktır. Bu tür bir yazma yöntemi, masanın başına oturup iş yapmadan “ilham” gelmesini beklemekten çok daha iyidir.
Çalışmada öğrencinin kendisini konuya kolayca verebilmesi için bir başka üzerinde durulması gereken nokta da, çalışma öncesinde öğrencinin kendisine belirli hedefler saptayarak, çalışma sırasında bunlara erişmeye çalışmasıdır.
Kimi durumlarda, yapılacak iş, son derece karmaşık ve dağınık bir görünümdedir. Bu karmaşıklık öğrenciyi daha başlangıçta karamsarlığa sürükler ve onun çalışma isteğini kırar. Bu durumda konuyu daha küçük anlamlı parçalara ayırarak çalışmak en iyisidir.
Gerçekte konusu ne olursa olsun, çalışmaya geçmezden önce öğrencinin kendisine erişebilir bir “hedef” seçmesi ve bu hedefi gerçekleştirmeden çalışmayı bırakmaması gerekir. Hedef doğrultusundaki bu tür bir çalışma kararlılığı, dikkati toplamada itici güç olacaktır.
Eğer isterseniz öğrenciler için dikkati arttırma teknikleri yazımızı da okuyabilir ve bu konuda daha geniş bilgiye ulaşabilirsiniz.
Hedef saptama, öğrencinin, örneğin: “Birinci bölümün başından ikinci bölümün başına kadar olan yeri bu sabah özetleyeceğim” ya da “ödevim için öncelikle kitap inceleme işini salı günü tamamlamış olacağım”… biçiminde yapılır. Burada üzerinde durulması gereken bir nokta, saptanan hedefin gerçekçi olmasıdır.
Yoksa öğrenci kendisi için gücünün yetmediği hedeflere ulaşmayı arzuladığı oranda; bu hedefleri gerçekleştirmesi de, o kadar zorlaşacaktır. Bu biçimde sık sık amaçladığı hedeflere ulaşamayan öğrenci, bir zaman sonra kendisine güvenini yitirerek, derslerine karşı genel bir isteksizlik duyabilir ve başarısızlık duygusuna kapılabilir. Öğrencide gerginlik yaratan bu durum, onda, okul başarısızlığına yol açar.
Burada açıklanması gereken bir başka konu da, öğrencinin birden çok yapacağı iş (çalışacağı ders) bulunduğunda, bunları, ders çalışma planı hazırlarken bir sıraya koymasıdır. Öyle anlar olur ki; öğrenci, aynı gün sınava gireceği birden çok dersten hangisini çalışacağını kararlaştıramadığı için, bir dersten diğerine atlar durur ve birisini çalışmaya başladığında, zihnine öteki ders takıldığından, gerçek anlamda hiçbirinde de başarılı olamaz.
Öğrencinin yaptığı çalışmaya kendini vermesi, her şeyden önce, o işin üstesinden geleceği konusunda kendisine güvenmesini gerektirir.
Yetersizlik duyguları içindeki bir öğrencinin, başarı sağlamak için, dikkatli bir çalışma ortamı içinde bulunması güçtür. Bu yönüyle, verimli çalışmada öğrencinin kendine güvenmesinin önemi hiçbir koşulda yadsınamaz. Güven eksikliği olan bir öğrencinin, yapacağı işte kendine güven duymasının en iyi yolu, o işi başaracağına kendisini inandırmasıdır. Bunun için kişinin kendine güven sağlayabilecek küçük ancak etkili kimi çareler araştırıp bulması gerekir.
Böylesi bir kişinin, örneğin aynı konuda daha önce sağladığı bir başarısını düşünmesi ya da yapacağı çalışmayla elde edilecek sonucu bir an için düşlemesi, vb. biçimdeki iç telkinler yararlı olabilirler.
Öğrenmenin temeli, dikkatin konu üstüne toplanmasına dayandığına göre; konuya kendini vererek öğrenen kişi, kendisine karşı bir öz saygı duygusu da geliştirmiş olacaktır. Böylece dikkat; öğrencinin, öğrenme yeterliliği açısından, kendi kendine terli olduğu inancına da katkıda bulunacaktır.
Genellikle, bir işi başarma yolunda kendine güvenen bir kimsenin, bu işin gerektirdiği dikkate de sahip olduğu kabul edilmektedir. Kendine güven duygusu aynı zamanda, güçlü bir “irade” ve “kararlılığı” gerekli kılar. Kararlılık, çalışmaya ilişkin belirli bir konuda verilen kararın ortaya çıkan küçük engeller karşısında hemen değiştirilmemesi; tam tersine, bu engellerin yenilerek, verilmiş olan kararın gerçekleştirilmesidir.
Çalışmada kararlılık ile ilgili bir başka nokta da, dikkati gerektiği gibi yönlendirebilmek için, planlandığı anda çalışmaya başlamaktır. Planladığınız saatte canınız çalışmak istemese bile, kendinizi çalışmaya zorlamalısınız. Bunun için, kolaydan zora doğru bir çalışma yolu izlemek ve çalışma yöntemi olarak, örneğin; okumak yerine, yazarak çalışmak, dikkatin toplanmasına yardımcı olacaktır.
Çalışma zamanı geldiğinde örneğin, “10 dakika daha dinleneyim”, “biraz daha TV izleyeyim” türündeki düşüncelerle kendinizi oyalamanız, çalışmayı ileriye bırakmak demektir. Bu gibi durumlarda dikkatinizi toplayabilmeniz de hep ileriye bırakılmış olacaktır.
Çalışmaya zaman geçirmeksizin başlayabilmek için öğrenci kendi kendisine “söz” vermelidir. Nasıl ki birisi ile görüşmek için söz verildiğinde, verilen söze uymak için elden gelen bütün çaba gösteriliyor ise, ayni durum çalışmaya başlamak için de geçerli olmalıdır. Kendisine güvenen bir öğrenci için çalışmaya başlamada kararsızlık söz konusu değildir. Bu aynı zamanda sistemli çalışmanın da bir gereğidir.
Dikkat dağınıklığı nedenleri arasında en çok karşılaştığımız durumlardan birisi de çalışma öncesi duyulan bitkinliktir.
Aşırı duyarlılık, karamsarlık, isteksizlik, bedensel yorgunluk, uykusuzluk gibi nedenlerle beliren bitkinliğe düşmemek için, her zaman aynı (tekdüze) biçimde olan çalışma yöntem ve tekniklerini uygulamaktan kaçınmak; ders dişi uğraşlarla (oyun, gezi, arkadaş söyleşileri, vb.) yeterince ilgilenmek ve gerçek anlamda olabildiğince dinlenmek zorunludur.
Dikkati toplama alışkanlığı kazanabilmek için başvurulabilecek yollardan birisi de boş zamanlarda dikkat toplamayı gerektiren etkinliklerle ilgilenmektir.
Boş zaman etkinlikleri içinde; bulmaca çözümleri, matematik ve coğrafya bilmeceleri, kimi zihinsel etkinlik gerektiren oyunlar (satranç gibi), resim çalışmalar, desen eskizleri, vb. sayılabilir. Bu tür etkinlikler dikkatin gerektiği anda daha kolayca toplanmasını sağlamaya yardımcı olacaktır.
Bütün uğraşlara ve denemelere karşın öğrenci dikkatini gene de istenilen konu üzerinde yoğunlaştıramıyor ve amaca ulaşamıyorsa, aşağıdaki önerileri uygulamaya çalışması yararlı olabilir.
Eğer iyi bir konuşmacı olmak istiyorsanız üslubunuzu geliştirme ve üslup çeşitleri konusuna kafa yormalısınız. Her…
Etkili konuşma yapabilmenin temel kurallarından birisi konuşmanızı eğlenceli hale getirmektir. Eğer dinleyicilerinizin verdiğiniz mesajı en…
Etkili bir konuşma yapabilmek için dinleyicileri ikna etme ve konuşmayı sonlandırma konularına fazlasıyla önem vermelisiniz.…
Yöneticiler hem kendilerinin hem de kurumlarının başarısı için zaman yönetimi konusunda ustalaşmalıdır. Yöneticiler için zaman…
Bir konuşmanın etkili olabilmesi, konuşmaya nasıl başlandığına bağlıdır. Güzel başlamayan bir konuşma genelde güzel devam…
Etkili bir konuşma yapmak için mutlaka bir hazırlık planı yapmalısınız. Konuşmacıları birbirinden ayıran en temel…