Başarılı Olmak İçin Büyük Düşünme Alışkanlığı Kazanın
Formula 1 yarışlarını bilirsiniz, oradaki tüm arabalar çok yüksek hız yapma gücüne sahiptir. Eğer kötü bir sürücü iseniz, araba hiçbir işe yaramaz. İyi bir işte o zaman bu güçlü arabalarla çok güçlü sonuçlar alabilirsiniz.
Yüksek bir zeka gücüne sahip olmak da buna benzer. Çok yüksek bir zeka seviyesi çok güçlü bir arabaya sahip olmakla aynıdır. Ama pilot yeteneksizse, o zaman arabanın tek başına çok güçlü olması bir anlam ifade etmez. Peki pilottan kastımız ne? Pilottan kastımız, olaylar karşısındaki düşünme şeklinizdir. Bu yazımızda başarılı olmak için büyük düşünme alışkanlığı kazanmanın öneminden bahsedeceğiz. Peki iyi bir pilot olmayı herkes ister?
Başarılı olmak isteyen herkes düşünme becerisini çok üst düzeylere çıkarabilir. Bunun için düşünme şeklinizi kontrol etmelisiniz. Genel olarak düşünme şekliniz alanında çevrenizde fazla bir şey beklememelisiniz. Genel olarak düşünme şekliniz alanında çevrenizden fazla bir şey beklememelisiniz. Genel olarak çevrenizde ağırlıklı olarak inceleme ve eleştirel düşünce öğretilir. Elbette bu da yararlıdır. Ama düşünme eyleminin yalnızca bir bölümünü oluşturur. En iyi yapabildiğimiz şeylerden biri, düşünceleri eleştirmektir. Çünkü okullarda yapılan eğitim, toplumsal düşünme gelenekleri, münazara teknikleri bize eleştirel düşünmeyi fazlasıyla öğretir.
Eleştirel düşünce çok gereklidir. Ancak yeterli bir dozda kullanılmalıdır. Nasıl bir gıdanın gereğinden fazlası alındığında vücudumuza zarar veriyorsa, gereğinden fazla eleştirel düşünme de düşünce sistemimize zarar verir.
Başarılı olmak ile ilgili daha çok yazıya ulaşmak isterseniz https://www.sayginnlp.com/basari/ sayfamıza göz atabilirsiniz.
Yapıcı ve yaratıcı düşünme alanlarında birçoğumuz oldukça kötüyüzdür. Oysa ki daha başarılı olabilmek için bu düşünce biçimlerine fazlasıyla ihtiyacımız vardır. Çünkü bize sunulan bir fikri sadece eleştirmek, aklımıza gelen ilk yol üzerine odaklanarak, bu fikrimizde ısrar etmek hepimizin yanlış düşünce alışkanlıkları arasındadır.
Dr. Edward de Bono kavramsal ve yaratıcı düşünce alanında ve düşüncenin bir beceri olarak geliştirilmesi konusunda önde gelen uluslararası bir otoritedir. Dr. De Bono, okullarda düşünmenin öğretilmesinde kullanılan ve pek çok ülkede uygulanan CoRT Düşünce Programı’nın yaratıcısı ve uygulayıcısıdır. Bu program altı yaş çocuğundan yetişkinlere kadar her yaşa düşünmeyi öğretmek üzere hazırlanmış bir programdır. Aynı zamanda başarıya ulaşmak için büyük düşünme alışkanlığı kazanmak konusunda da bize yol gösteren altı basamak şu şekildedir:
- Düşünmenin derinleştirilmesini hedefleyen temel düşünme becerileri…
- Yaratıcı düşünme ve yazma becerileri..
- Genel amaçlı düşünme…
- Eleştirel düşünme…
- İnteraktif düşünme…
- Kapsamlı düşünme…
Dr. de Bono çeşitli teknik ve araştırmalarla düşünmeyi eğlenceli bir spor olarak görmemizi ve ondan tat almamızı öneriyor.
Düşünme biçiminizi ve alışkanlıklarını değiştirme konusunda zorlanıyorsanız size iyi bir haberimiz var. Kendinizi doğru programlayabilmeniz konusunda çok etkili bir yöntem olan NLP teknikleri işinizi fazlasıyla kolaylaştırabilir. Eğer isterseniz https://www.sayginnlp.com/nlp/ NLP hakkındaki içeriklerimize göz atabilirsiniz.
Özellikle düşünme sistemindeki yanlışlıklar ve olumsuz düşünme alışkanlığı, çocuklarımızın önce okul, daha sonra da iş ve hayat başarılarını olumsuz etkiler. Çocuklar ve gençler düşünme becerilerini artırdıkça, okul çalışmalarında ve sınavlarda daha başarılı olarak bunun güçlü etkisini hissederler. Düşünme alanında ustalaşan biri, özel yaşantısıyla ilgili konularda ve işlerinde de bundan yararlanacaktır. Büyük düşünmeyi öğrenen kişi, ne yapması gerektiği kendisine söylenmeden de girişimlerde bulunabilir. Düşünmeyi bilen kişi, işe yarayacak seçenekler üretebilir, karar verebilir, sorun çözebilir, ileriye dönük planlar yapabilir.
İşte yaşamımızın çeşitli evrelerinde odaklandığımız ana hatlar:
0-5 yaş “neden?..”
5-12 yaş “neden olmasın ?..”
12-75 yaş “çünkü…” -bahane üretme yıllarıdır.
Düşünmenin, özellikle yaratıcı düşünmenin öğrenilebileceği en uygun yaşlar on iki-on beş arasındadır.
Eylemler alışkanlıkların nedenidir. Alışkanlıklarımız bizim karakterimizi, kişiliğimizi belirler. Karakterimiz ise kaderimizi belirleyen en önemli nedendir. O yüzden düşünme alışkanlığımızı değiştirerek daha başarılı olabilmemiz mümkündür.
Yaratıcımız geleceğimizi belirleme gücünü bize vermiştir. Hayatımızın kuralı şudur: Düşünceler eylemlere yol açar. Herkes yürüdüğü yolun sonunda var olana ulaşır.
Bindiğiniz asansöre bakarak sonunda nereye yükseleceğinizi anlayabilirsiniz. Dolaysıyla büyük sonuçlara giden yolun ilk adımı büyük düşünceden başlar.
Hayat denizi çeşitli olaylarla doludur. Deniz boyunca ilerlerken, sürekli rotanızı kontrol etmeniz gerekir. Bazı ummadığınız limanlarla, adalarla karşılaşabilirsiniz. Eğer gideceğiniz limanı bilinçli olarak siz seçmezseniz, denizin ortasında yapayalnız kalabileceğiniz gibi, bazen de kendinizi olmadık yerlerde bulabilirsiniz.
Ama bazı limanlarda çok büyük sorunlar vardır. Tehlikenin başına geldiğinizde artık her şey bitmiş olur.
Sona gelmeden önce yolunuzu değiştirebilirsiniz. Çoğu zaman geç kalmış olmazsınız. Ama bir gün gelir her şey bitmiş olur. Önleminizi almazsanız, geleceğiniz öyle bir ölüm limanında durur ki, yeniden dirilmek için ne bir çaba gösterebilirsiniz, ne de göstereceğiniz çaba geleceğinizi kurtarabilmek için yeterli olabilir.
Genelde çoğu insan hayatta başarıları ile göz kamaştıran insanların çocukken çok iyi bir çocukluk dönemi geçirdiğini düşünür. Oysa onlar da ağır hastalıklarla boğuştular, yetim kaldılar, çevreleri tarafından terk edildiler. Bazılarının geri zekalı olduğu düşünülüyordu. Açlığı, fakirliği çektiler. Eğer isterseniz onların isimlerini tarihe altın harflerle yazdıran sırları siz de kullanabilirsiniz.
“Büyük Düşünmenin Büyüsü” isimli kitabında, Dr. David J. Schwartz ilginç bir tespiti aktarıyor. Amerika’da büyük bir şirketin işe alma bölümüne başvuranların durumu çok çarpıcıdır. Şirketin yılda on bin dolar ödediği işlere başvuranların sayısı, yılda elli bin dolar ödenen işlere başvuranların sayısından elli ile iki yüz elli kat fazlaymış. İnsanların çoğu daha ucuz işlere başvuruyorlar. Bunun anlamı açık: Yola yüksekten başlamaya cesaret edemiyoruz.
Siz ise girmeye karar verdiğinizde hangi görevler için başvurursunuz? Çoğu kimse “bir işe gireyim de ne olursa olsun” anlayışındadır. Az istediğiniz için hayat size az verir
Bu, hayatın en temel kuralıdır. Bu nedenle hayata kızamazsınız. İnsanların çoğu büyük işlere layık olmadıklarını düşünürler. Kendilerine güvenmezler. İnanılır gibi değil. Oysa kendine güvenen ve büyük düşünen insanlar, ilk başta ne kadar küçük olsalar da, zamanla istedikleri büyüklüğü elde edebilirler. Başarılı olmak için büyük düşünmeyi alışkanlık haline getirerek işe başlayın.