Duygusal Zeka ve İş Hayatı Üzerindeki Etkisi
Duygusal zeka, hayatımızın bir çok alanında olduğu gibi iş hayatı üzerinde de son derece etkilidir. Duygusal zekanın iş hayatı üzerindeki etkisini ele aldığımız bu yazımıza öncelikle duygusal zekanın tanımı ile başlayalım. Keyifli okumalar.
Duygusal Zeka Nedir?
En basit tanımıyla duygusal zeka, duyguların akıllıca kullanımıdır. Yani siz duygularınızdan kendi davranışlarınızı yönlendirmek için yararlanarak olumlu sonuçlar elde etmeye çalışırsınız. Diyelim ki, bir konuda konferans vereceksiniz ve bilinciniz (duygusal zekanın bir unsurudur) size oldukça endişeli olduğunuzu vurguluyor. Bu durumda duygusal zekanız sizi bir dizi önlemler almaya yönlendirir.
Örneğin gerginliğinizi atmayı düşünürsünüz, sakinleşebilmek için bulunduğunuz odada dolaşırsınız, anlatmak istediklerinizi en etkili biçimde nasıl sunacağınızı içinizden tekrarlarsınız. Böylece de endişelerinizi yener ve konferansınız sakinleşmiş olarak, başarıyla verirsiniz.
İş yaşamında duygusal zeka uygulamaları neredeyse sonsuza kadar uzanır. Duygusal zeka, birlikte çalıştığınız bir kişiyle aranızdaki sürtüşmeleri gidermekte çok yardımcı olabilir, zor bir müşteriyle anlaşma yapmanızı sağlayabilir, patronunuzu eleştirebilmenizi sağlar, verilen bir görevi, başarıyla tamamlamanızı sağlar, ve benzeri bir çok durumda size başarınızı garantiler. Duygusal zeka, hem kendi sorunlarınızı, ve hem de başkalarının sorunlarını çözümlemenize yardımcı olabilir.
Duygusal Zekanın Temelleri Nelerdir?
Duygusal zekanız, aynı DNA hücrelerinizin yapı taşları gibi davranan dört temel unsurdan oluşur. Bu unsurlar, deneyimlerle zenginleştirilirlerse, duygusal zekanızın temeli olan yetenek ve becerilerinizi geliştirmenizi sağlarlar. Ancak, biyolojik DNA’ larınızdan farklı olarak, duygusal zekanızın yapı taşlarını geliştirilebilir ve böylece de duygusal zekanızı önemli derecelerde yükseltebilirsiniz.
Bu dört temel yapı taşı, psikolojinin öncüleri sayılan New Hampshire üniversitesinden John Mayer ve Yale üniversitesinden Peter Salovey tarafından tanımlanmıştır. Bu iki bilim adam, 1990 yılında duygusal zeka teriminin de isim babasıdırlar. Bu yapı taşlarının her biri, diğerleriyle birlikte, duygusal zekanızı yükseltici yetenekler taşırlar. Bunlar hiyerarşik bir sıraya göre dizilirler ve her basamak, bir öncekiyle sıkı bağlantılar içindedir. Bu dört yapı taşı şunlardır:
- Duygunun tam ve doğru olarak kavranabilme, yorum ve tanımlama yeteneği.
- Kendinizi ya da başka bir kişiyi anlamaya yardımcı olacaksa, gerek duyulduğu ve istendiği zaman duygulara ulaşabilme ya da onları üretebilme yeteneği.
- Duyguları ve onlardan gelen bilgiyi anlama yeteneği.
- Duygusal ve entelektüel gelişmeye itici güç olacak duygular düzenleme yeteneği.
Bu yapı taşlarından her birinin, birleştiklerinde, duygusal zekayı biçimlendiren yetenekleri geliştirmelerine nasıl yardımcı olabileceklerini göreceğiz.
İş Hayatında Duygusal Zeka Uygulamaları
Son dört yılda, duygusal zeka alanında yoğun araştırmalar yapıldı. Duygusal zekayı ölçme yöntemlerini belirleme bir insanın etkili olabilmesi için duygusal zeka yeteneklerinin ön duygusal zeka yeteneğinin okullar dahil değişik alanlar ve durumlarda uygulanması ve uyarlanması konularını kapsamıştır.
Özellikle iş yaşamında duygusal zeka uygulamalarına odaklanmayı seçtim çünkü bu alanda büyük bir eksiklik olduğunu gördüm. Çok sayıda şirketin ve devlet kurumlarının yirmi yıllık danışmanı olarak, duygusal zekadan yararlanamamanın hem bireylerin ve hem de kurumların gelişme ve başarılarını nasıl engellediğini ve buna karşılık olarak da duygusal zeka kullanımının gerek bireysel, gerekse de kurumsal aşamada nasıl yapıcı sonuçlara ulaşabildiğini izledim. Ayrıca, bir kurum çalışanlarının duygusal zekalarını kullandıkları zaman, o kuruma ait olan her bireyin, diğerleriyle ilişkilerinde kullandıkları ve duygusal zekalar organizasyona bir bütün olarak uyguladıkları, duygusal zekası yükseltilmiş bir organizasyonu yarattıklarını da gördüm.
Düzenlediğimiz seminerler sırasında, çalışanların, duygusal zeka yeteneklerini kendi iş ortamlarında uygulamayı öğrenmek istediklerini gözlemliyoruz. Bu kişiler, duygusal zekanın teorisinden çok, gündelik yaşamdaki uygulamalarından yararlanmak isteyen kişiler oluyor.
Duygusal Zeka Nasıl Geliştirilir?
Benlik Bilincini Arttırarak
Benlik bilincinizi geliştirmekle, kendi kendinizi daha iyi yönetebilir, kendinizi daha iyi gözlemleyebilir, davranışlarınızı kendi yararınıza olacak biçimde yönlendirebilirsiniz. Bilinçli olmak, örneğin olmayacak bir istekte bulunan bir müşterinizin karşısında sinirlenmenizi ve dolayısıyla da sesinizin yükseldiğini farkına varmanız ve bu müşterini her şeye rağmen sizin için ne denli önemli olduğunu anımsayarak sinirlerinize hakim olmanızı, sesinizi alçaltmanızı, ve onunla iyi bir iletişim kurmanızı sağlayabilir.
Duygularınızı Yönetmeyi Öğrenerek
Duygularınızı bastırmanın, duygularınızın size sağlayacağı değerli bilgilere engel olmasının tersine olarak, duygularınızı yönetmek, onları anlamak ve bu anlaşılmış duygulardan, durumları verimli bir biçimde yararlanmak demektir. Duygularınız, düşüncelerinizin, fizyolojik değişmelerin, ruh durumunuzun dış etkilere karşı ve ortak bir tepkisi olduğu için, bu unsurların her birini değerlendirerek, duygularınızı yönetebilirsiniz. Çünkü stres yaratıcı bir duygu, genel olarak sorunlu bir durumla karşılaşınca ortaya çıkar. Örneğin çalıştığınız bölümün tümüyle yeniden yapılanması yaklaştıkça korku hissedersiniz. Burada, sizin duygusal termostatınızı, verimli düşünmenizi sağlayabilecek bir dereceye nasıl düşürebileceğini göreceğiz. Böylelikle de, sorun çözme yöntemlerinden en iyi biçimde yararlanmış olursunuz.
Kendinizi Motive Ederek
Eğer kendi kendinizi motive edebiliyorsanız, bir işe kolayca başlar, geliştirir, zorluklarla kolayca başa çıkar ve o işi sonuca ulaştırırsınız. Kendi kendinizi motive edebileceğiniz kaynaklar her zaman bulunurlar ve üçüncü bölümde bunlara bakacağız: kendiniz; destek veren arkadaşlar, aile, meslektaşlar; size esin kaynağı olabilecek (Gerçek ya da hayali bir kişi olabilir) bir duygusal danışman; ve çevreniz (hava, ışıklandırma, iş yerinizdeki sesler). Bu kaynaklar, size cesaret vererek, güveninizi, iyimserliğinizi, direncinizi, coşkunuzu, esnekliğinizi destekleyerek, sizi motive etmeye ve aksilikleri gidermeye yararlar.
Etkili İletişim Tekniklerini Öğrenerek
Herhangi bir ilişkinin temeli iletişimdir. İletişim bağlantıyı kurar, ve bağlantı bir ilişkiyi geliştirir. İş yerinde etkili iletişim yeteneğinin gerçek değeri ölçülemez. Örneğin iletişim yeteneği olmadan bir çalışma arkadaşınızla aranızdaki sürtüşmeyi çözümlemeye çalıştığınızı düşünün, ya da şefinize bir sürtüşmenin yoğunluğunu anlatmaya çalıştığınızı ya da bir müşterinizi şikayetlerini dinlediğiniz göz önüne getirin. Yanlış sözler, rahatsızlık belirten davranışlar, yanlış anlamalar, hiç tatmin edici olamayan sonuçlara götürebilir. Sizi diğer kişilerle ilişkilerinizde olumlu sonuçlara ulaşma şansınızı garanti edecek olan beş yeteneği, kendine karşı açık olma, iddialı olabilme, karşısındakini dinamik dinleme ve ekip iletişimini öğreneceksiniz.
Etkili iletişim konusunda kendinizi geliştirebileceğiniz eğitim programları mevcuttur. Saygın Danışmanlık ailesi olarak tamamen kişisel ihtiyaçlara göre dizayn ettiğimiz etkili iletişim teknikleri eğitimlerimizle yanınızdayız. Etkili iletişim becerileri eğitimi yazımızı okuyarak eğitim içeriğimiz hakkında daha detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.
İnsanlarla Daha İyi İlişkiler Kurarak
Diğer insanlarla iyi ilişkiler kurmak, onlarla anlamlı ve uygun bilgi alışverişinde bulunmakla sağlanabilir. Eğer zamanınızın ne kadar büyük bir kısmını başkalarıyla iş görüşmeleri yaparak harcadığınızı düşünecek olursanız, eleman arama ilanlarında “diğerleriyle iyi ilişki kurabilen” sıfatının neden bu çok aranan bir özellik olduğunu anlarsınız. Bir ilişkiyi oluşturan unsurlara (ortak ihtiyaçlarda birleşmek, duyguları, düşünceleri, fikirleri paylaşmak, v.b.)
Daha sonra da iletişim uzmanlığını geliştirecek iki yeteneği: bir ilişkiyi, doğru yönlendirebilecek biçimde çözümleyebilme becerisi ve uygun zeminlerde iletişim kurarak etkili bilgi değişimini sağlama Becerisi.
Başkalarına Yardım Ederek
Bir iş kurumu, onu parçası olan bireylerin aralarındaki ilişkilere bağlı olan bileşik bir sistemdir. Bu yüzden de bir kuruluşun başarısı, bütün çalışanlarının üstün performans gösterebilmelerinden çok, diğer meslektaşlarının da ayni performansı göstermelerine yardım etmelerine bağlıdır. Bu da, diğerlerine duygularını yönetmekte yârdım etmek, onlarla etkili bir iletişim kurmak, sorunlarını çözmek, sürtüşmeleri ortadan kaldırmak, onları motive etmek demektir. Bunu nasıl yapılacağını gösteren dört özel yöntemi, yani, duygusal perspektifinizi korumayı, kontrolünü kaybetmiş bir kişiyi sakinleştirmeyi, destekleyici bir dinleyici olmayı, hedef seçimi ve hedefe ulaşmak.