Öz Güven Eksikliğinin Nedenleri Nelerdir?
Öz güven eksikliğinin nedenleri çok sayıda olabilir. Özgüven eksikliği belirtileri ve sebeplerini derlediğimiz bu yazımızda size kapsamlı bilgiler vermeye çalışacağız. Keyifli okumalar.
Öz Güven Eksikliği Neden Olur?
Öz güveninizi yitirme nedeniniz son derece açık olabilir. Sevdiğiniz birinin ölümü ya da boşanma gibi hayatın cilveleri nedeniyle öz güveninizi yitirmiş olabilirsiniz. Sorununuzun kaynağında böyle bir olayın bulunduğunu düşünemeye bilirsiniz, belki de olaydan aylar sonra bunun farkına varırsınız.
Çoğumuz doğuştan kendisine güvensizmiş gibi görünür, ancak bu durum bazı kötü rastlantılar sonucunda çoğunlukla daha da ağırlaşır. Niçin bunları bir tarafa bırakmıyoruz? Neden hayatı hiçbir şey olmamış gibi yaşamıyoruz? Çünkü başımıza gelen olayların etkileri halen daha sürüyor. Aklımızın bir köşesinde gizlenmiş bekliyorlar ve ne kadar unutmaya çalışsak da, orada kovulamayan hayaletler gibi kalıyorlar.
Yine de bu olayları unutmaya çalışmalı ve yüzünüzü her zaman geleceğe dönmelisiniz. Sizi mutsuz eden ola ayrıntılarını tekrar tekrar ele almanın bir anlamı yok. Bu yalnızca, mutsuzluğu yeniden yaşamanıza neden olur ve daha fazla acı verir. Ancak size yardımcı olabilecek bazı genel noktalar var.
İlk olarak, böyle bir mutsuzluğu size yaşatan şey ne olursa olsun, bunu yaşayan tek insan siz değilsiniz ve diğerleri halen daha hayatta. Size duygusuz bir yaklaşım gibi gelebilir, ama gerçek bu. Hayatta kalmak ve kendinizi yenilemek zorundasınız. Öz güveninizi yeniden inşa etmelisiniz. Bu gerekli ve yapıcı bir şey.
Belki sorunlarınız tek bir önemli olayla başlamadı; bir dizi değersiz görünen olay size karşı birleşti. Genç biriyseniz ve öz güveninizle ilgili sorunlarınız varsa, başınıza böyle bir şey gelmiş olabilir. Siz bu olayların farkına varmamış bile o labilirsiniz; çünkü onları bulmaya çalışmıyordunuz.
Psikologlar yaşadığımız sürece öğrendiğimize ilişkin teoriye inanırlar. Bilinçli olarak öğrendiğimizi kastetmiyorum. Vücutlarımızın değişik durumlarda belirli biçimlerde tepkiler vermeyi öğrendiğini anlatmaya çalışıyorum. Fobi (belirli bir nesne, durum ya da kişi karşısında duyulan güçlü korku) yaşadığımızda belirli fiziksel tepkiler ya da belirtiler göstermemizin nedeni de budur. Bunlar çoğunlukla toplumsal ya da işle ilgili durumlardır, ancak fareden asansöre kadar her türlü şeye karşı duyulan korkular da olabilir. Fobiler başlı başına bir konudur ve başka kitaplarda ayrıntısıyla ele alınmaktadır
Oldukça basit bir biçimde, kötü bir şey yaşadığınızda kendinizi gergin hissedersiniz. Fiziksel etkilere neden olan maddeler üretirsiniz ve aynı biçimde bir fiziksel rahatsızlığı yeniden yaşamak istemezsiniz. Bazı insanlar hemen gerilir, bazıları ise çok seyrek gerginlikler yaşayacak kadar şanslıdır. Bu biraz şans işidir.
Stresin Öz Güven Üzerindeki Etkisi
Hemen strese girmeye yatkınsanız, toplumsal bir ortamda duyulan utangaçlık gibi şeyler sizi zor duruma sokacaktır. Hem siz, hem de vücudunuz bunları hatırlar. Benzer biçimde, çok stresli bir olay yaşadıysanız, fazla hassas olmayan bir insani rahatsız etmeyecek fiziksel sorunlarınız olabilir.
Ancak, sorun tam da bu. Eğer hassas insanlarsak, sorunlarımızın daha fazla farkında oluruz ve ne kadar farkında olursak o kadar çok sorunumuz olur. Bunun sonucunda öz güvenimizi biraz daha azalmış olarak bulmak hiç de şaşırtıcı değildir. Özgüvenimizi yitirdiğimizi gençken, hatta çocukken bile fark edebiliriz. Bu, hassas ve hayal gücü geniş bir insan olmamızın bir bedeli olabilir. Bir noktaya kadar sorunlarımızla birlikte yaşayabiliriz, ancak bu hiç de hoş olmayabilir, özellikle de ergenlik döneminde.
Ergenlik Döneminin Etkisi
Ergenlik dönemi zordur, çünkü bilinmeyenlerle dolu bir devreye gireriz. Ve bilinmeyen şeyler benliğimize korkutucu, tehlikeli gelebilir. Karşı cinsten insanlarla ilişki kurma zorunluluğunu da bu dönemde hissetmeye başlarız. Yalnızca arkadaş grubumuzla birlikte dolaşmak yerine kızlar ya da erkeklerle ayrı ilişkiler geliştirmemiz gerekir. Bu tamamen büyümeyle ilgili bir şeydir. Güçlü duygular ve heyecanlar hayatın bir parçasıdır. Aşık olmak, evlenmek ve çocuk sahibi olmak da son derece normaldir. Gelecekte karşımıza çıkacak bu olaylara ergenlik döneminde hazırlanırız.
Gençken kendimize duyduğumuz saygı çok kolay zedelenebilir. Yaşlandıkça reddedilmeye alışırız ve bunları kabul etmeyi öğreniriz; ancak gençken geri çevrilme çok acı verebilir. Böyle şeyler hepimizin başına gelir ve her zaman çok acı verir.
Bu aynı zamanda bir kısır döngüdür. İlk hareketi yapacak kadar kendinize güveniyorsanız sorun çıkmayacaktır. Kendiniz gibi ve dingin olacak kadar öz güveniniz varsa, ilişkileriniz daha başarılı olacaktır. Fakat önce kendinize güvenmelisiniz.
Bunun sonunda işe yarayacağından emin olabilirsiniz. Öz güven için zamandan daha yararlı bir şey yoktur. Ergenlik döneminde oldukça güçlü ve becerikli olan kişilerin sonraki hayatlarında da başarılı olacaklarından kimse emin olamaz. Sorun, kalıcı ve iyi ilişkiler kurmaktır. Bu da çok sayıda kız ya da erkek arkadaşa sahip olma yeteneğinden oldukça farklı bir yetenektir.
Çoğu insanın sizin kadar hassas ve sevecen olduğunu anlamak size yardımcı olabilir. Mutlaka onların da benzer takıntıları vardır. Bu insanların bir araya gelmesi ve birbirlerine yardımcı olması gerekir. Elbette kızlar ve erkekler de bir araya gelmelidir, gereksinme duyulan tek şey ilk konuşmayı yapabilecek cesarettir.
Ergenlik çağınızda, benim anlattığımdan daha ciddi sorunlar yaşadıysanız, bu konuyla ilgili olarak biriyle konuşmalısınız. Anne- babanız yakınlaşabileceğiniz en uygun insanlardır, ancak bunu yapamazsanız anlayışlı bir öğretmeninizle ya da doktorunuzla konuşabilirsiniz. Başkalarının size ne kadar yardımcı olabileceğine şaşıracaksınız.
Psikolojik Rahatsızlıkların Etkisi
Psikiyatrik rahatsızlığın pek çok türü olabilir. Böyle rahatsızlıklar hep beklenmedik bir anda ortaya çıkar. Bu önemsiz, kısa ömürlü bir rahatsızlık olabileceği gibi daha ciddi bir rahatsızlık da olabilir. Türü ne olursa olsun özgüvende bir çöküntüye neden olabilir. En yaygın hastalık türü ya bir endişe durumu ya da bir ruhsal çöküntü dönemidir. Bu duygular birdenbire gelir ve çok yıkıcı olabilir. Acı çeken kimsenin düşüneceği ilk şey “Neden ben?” dır. Çoğunlukla bir nedeni yoktur. Böyle şeyler olur işte. Bereket versin bunlar, kendiliğinden ve zamanı geldiğinde düzelmeleri nedeniyle “kendi kendini sınırlayan” ruh halleridir.
Sorunlar, sona erse bile öz güveninizde olumsuz bir etki bırakmalarıdır. Böyle bir duygu yaşayan kişinin tekrar kendisini güvende hissetmesi ve kendisine yeniden güvenmesi uzun zaman alır, anma sonunda bu da gerçekleşir. Bunları yaşayan tek kişi siz değilsiniz. Bu tür rahatsızlıklar düşündüğünüzden çok daha yaygın. Siz farklı ya da acayip değilsiniz ve diğer insanlar öz güvenlerini yeniden kazandılar, rahatsızlıktan önceki durumlarına geri döndüler. Aynı şeyi siz de yapacaksınız, yalnızca kendinize biraz zaman tanıyın.
Uzun Süreli Hastalıkların Etkisi
Yaşama biçiminizde değişikliğe yol açan ya da sizi işinizden alıkoyan her türlü uzun süreli hastalık bir sorun olabilir, Yalnızca direncinizi değil öz güveninizi de yeniden oluşturmak zorunda kalırsınız. Eğer sorununuz bir kalp Krizi ya da benzer bir şeyse, öz güveninizi çabucak ve tamamen yeniden oluşturmanız gerekir, Mümkün olduğu kadar çabuk bir biçimde normal hayata dönmek zorundasınız.
Önemli olan yalnızca sağlığınıza duyduğunuz güven değildir. Siz uzaktayken evde ya da işte bir şeylerin değiştiğini fark edebilirsiniz. Sizin yerinize başka biri kararları almış olabilir ve bu yüzden konumunuzun değersizleştiğini hissedebilirsiniz. Bu öz güveninizi zedeleyebilir. Yapabileceğiniz tek şey kendinizi yeniden bulmaya çalışmaktır ve bunu daha önce olduğu gibi her şeye rağmen yolunuza devam ederek yaparsınız. Kısa bir süre sonra yeniden kabul edildiğinizi fark edeceksiniz.
İşsizliğin Öz Güven Üzerindeki Etkisi
Hayatınızda ilk kez işsiz kalmak öz güveninizi ve moralinizi ciddi bir biçimde sarsabilir. Başlangıçta bunun farkında olmayabilirsiniz. Ancak zamanla çevrenizdekiler normal davranmadığınızı fark eder. Sinirli ve huzursuz biri olabilirsiniz. Önce çabucak bir iş bulmayı umarsınız ve şanslıysanız bulursunuz. Fakat bu biraz zaman alırsa, iş başvurusu yapmak daha zor gelir ve görüşmeler de daha sıkıntılı olur.
Öz güveniniz bir darbe almıştır. Zorluklara kendinizi önceden hazırlarsanız her şey bu kadar kötü olmayabilir. Öz güveninizi yeniden kazanmak zorundasınız. Bu kitaptaki alıştırmaları yaparak ve işe girme umudunuz olmasa bile, başvuru yapmaya ve görüşmelere gitmeye devam ederek bunu başarabilirsiniz. Uygulama ve deneyim her zaman yardımcı olur.
Rahatsız Eden Şeylerin Etkisi
Sizi sürekli olarak rahatsız eden herhangi bir şey öz güveninizi zedeler. Buna, durmadan sizi eleştiren iş yerinizdeki bir üstünüz yol açabilir. Kimden geldiği belli olmayan müstehcen telefonlar ya da bildiğiniz birinin hoş olmayan ilgisi de tedirgin olmanıza neden olabilir. Bazen evli olduğunuz insan bile sizi rahatsız edebilir. Duyduğunuz rahatsızlık uzun sürerse öz güveniniz zedelenebilir.
Böyle bir şeyle baş etmenin en iyi yolu sorunun kaynağı ile doğrudan yüzleşmektir. İşler geri dönülemez bir noktaya gelmeden ve öz güveniniz ciddi bir biçimde zarar görmeden, size rahatsızlık veren insana karşı koyun. Ya da o kişiyi uygun bir yetkiliye şikayet edin.
Ev Değiştirmenin Etkisi
Bu basit bir sorun olarak görünebilir. Ancak bazı insanlar ev değiştirmenin karşılaştığımız en sarsıcı olaylardan biri olduğunu düşünür. Başka bir şehre ya da başka bir ülkeye taşınıyorsanız durum daha da kötüleşir. Her şeye baştan başlamak, yeni arkadaşlar edinmek ve yeni bir hayata başlamak zorunda kalırsınız. Bu durumda zaman en büyük yardımcınızdır.
Başarısızlığın Etkisi
Her türlü başarısızlık öz güveni sarsar. Sınavlarda, iş hayatında ya da hayatın başka alanlarında başarısızlığa uğrayabilirsiniz. Giriştiğiniz bir işte başarısız olduysanız, kendinize bunun nedenini sormak zorundasınız. Yeteri kadar iyi hazırlanmamış olabilirsiniz. Ya da o işi yapacak en uygun kişi siz olmayabilirsiniz. Bu hayal kırıklığı yaratabilir; fakat en azından öz güveniniz zarara uğramaz. Kendinize yeteri kadar güvenmediğiniz için başarısızlığa uğradıysanız, o halde bu yazının verebileceği yardıma gereksinmeniz var demektir.
Çocuk Sahibi Olmanın Etkisi
Bu hepimiz için hayattaki en önemli şeylerden biridir. Önceden kendinizi ne kadar hazırlarsanız hazırlayın, gerçek beklediğinizden her zaman farklıdır. Sorumluluk duygusu ezicidir ve çoğunlukla da annenin kendisini yetersiz hissetmesine yol açabilir. Doğa bununla baş etmenin yolunu bulmuştur: Annelik görevleri öyle ağırdır ki, öz güven konusunu düşünecek zaman bile yoktur. Bekleme dönemi olayın kendisinden daha kötü olabilir.
Çocukları Yetiştirmenin Etkisi
Gençlik dönemi yıpratıcı olabilir. Bir gencin anne-babası olmaksa kesinlikle yıpratıcıdır. Bir insanın, neredeyse yetişkin ve saldırgan bir bireyin anne-babası olmaya kendini alıştırması çok zor olabilir. Buna alışmak için kendinize güvenmeniz gerekir.
Boşanmanın Etkisi
Boşanma her zaman sarsıcı bir olaydır. Hep bir kayba uğrama, adaletin yerini bulmaması ve düşlerin gerçekleşmemesi duygusu, bazen de burukluğu vardır. Boşanma çoğunlukla çok acıdır; ancak boşandıktan sonra her şey durulunca, kişinin kendini toparlaması ve yaşamaya devam etmesi gerekir. Ancak, evliyken sizin ve eşinizin edindiğiniz arkadaşların çoğu artık bekar biri olarak sizin için uygun olmayacaktır.
Boşanma sonrası hayat çok güç olabilir ve kendinize duyduğunuz güveni çok sarsabilir.
Yine siz bunun farkında olmayabilirsiniz. Moralinizi bozan şeyin ne olduğunu anlamak zaman alabilir. Zamanla bazı şeylerin size sıkıntı verdiğini fark edebilirsiniz ve nedenini anlamayabilirsiniz. Bunun nedeni özgüveninizi yitirmeniz olabilir.
Yeni durumunuza alıştığınızda kendinize öz güveniniz yerine gelebilir. Ancak sizi harekete geçirecek bazı pratik yardımlara ihtiyaç duyabilirsiniz. Sorununuzu anlattığım yöntemi kullanarak çözebilirsiniz.
Yas Tutmanın Etkisi
Bu erkeklerden çok kadınların yaşadığı bir şeydir. Her evlilikte ölüm nedeniyle bir yas hali yaşanır; çünkü hiçbirimiz sonsuza dek yaşayamayız. Mutlu bir evlilikte eşlerin birbirleri olmadan yaşamayı hayal etmesi imkansızdır; fakat bu gerçekleşir ve gerçekleştiğinde hayattaki en sarsıcı olay olur. İIk tepki sevilen birinin kaybedilmesi nedeniyle duyulan büyük bir acıdır. Daha sonra zaman geçtikçe eşiniz olmadan yeni bir hayat kurma çabası acının yerini alır.
Ortak kararlar aldığınız ve paylaştığınız bir hayatınız olduysa, eşinizin ölümü sonrasında kendinizi yalnız hissedersiniz. Kendinize olan güveninizi yitirirsiniz. Özgüveninizi yeniden kazanmak için acı dolu yılların geçmesini bekleyebilir ya da özgüveninizi ve hayatınızı kısa zamanda yeniden kurmak için bir şeyler yapabilirsiniz.